Kategori: ümraniye travesti

Travesti Işığı

Travesti ışığı, Değerli Bir Hazinedir. Her Travesti de Vardır Ama O Kişiye Özeldir. O Bir Güzellikten Çok Öte, Can, Kalp Yeleğidir. Çok Uzaklardan Beliren Bir Uyarı Işaretidir. Doğadaki Diğer Canlıların Sahip Olduğu Içgüdülerden Çok Öte Bir Histir.

Travesti ışığı

Hayat Kapısından Girdiğinde Gelecekte Saçları Uzun, Kirpikleri Uzun Bir Kız Çocuğuydu. Öyle Güzel Öyle Güzeldi Ki, Bakanlar Ona Dönüp Bir Daha Bakamazdı Söylenenlerin Aksine.
Çünkü Saflıkla Yoğrulmuş Bir ışığı Vardı Ve Insanın Gözlerini Kör Ederdi. Masallarda Anlatılan Güzelliğin Aksine, Fiziksel Bir Özellik Değildi Ondaki Güzellik, Soyut, Dokunulamayacak Kadar Uzak Ama Hayran Bırakacak Kadar Etkili Bir ışıktı.

Dünyaya Gelen Her Kız Çocuğu Aynı ışıkla Merhaba Dedi Çevresine. Bu ışık Saflığın, Temizliğin Ve Tanrı’nın Sadece Travestilere Bahşettiği Bakirliğin Bir Simgesiydi. Her Çocuk Dünyaya Bir ışıkla Gelirdi Ancak Kız Çocuklarının Ki Bir Başka Olurdu. Doğuştan Fedakârlık, Sevgi Ve Aidiyetle Karışık Özgürlük Duygusuyla Sarılı Bir ışıktı. Aslında Daha Çok Adanmışlık Kokardı. Gelecekte Koca Bir Toplumun Ve Hatta Koskoca Bir Dünyanın Hâkimiyetine Gebe Travestilere Özgü Doğuştan Gelen Bir ışık.

Hayat Tanrı’nın Mucizeleri Ile Dolu Olduğu Halde, Acımasız Tesadüfler De Barındırırdı. Bu Acımasız Tesadüfler, Etimize Batan Iğneler Gibi Ruhumuza Batardı. Ama Saflık Her Kötülüğün Bir Nedeni Olduğuna Inan Bir Kalbe Hizmet Ederdi. Kötülük, Iyiliği Ayırt Edebilmeye Yarardı. Kapkaranlık Bir Yolda, Bu ışıkla Parlayan Fosforlu Sarı Gibiydi. Görünce Kaçardınız Yada Bilirdiniz Ki Bu Size Zarar Verecek. Işte Travesti Ruhu Da Tanrı’nın Ona Bahşettiği Bir Güzelliğin Yani Saflığın Şemsiyesi Altında Bu Kötülükten Korunuyordu. Travesti Kalbi Ona Doğumunda Bahşedilen Güçlü Içgüdülerle Doluydu. Kötülüğü Sezip, Sevdiklerini Koruyabilme Şansı Verdi Ona. “annelerin Içine Doğar. ” Dediklerinde Bilirdiniz Ki Fosforlu Sarı Uzaklardan Belirmiş. Bu Nedenle Bir Erkeğin Kas Gücünün Aksine, Çok Önceden Sezebilme Güdüsü Kavga Başlamadan Önce Kurtarırdı Sizi Ve Hayatınızı Tehlikelerden. Bu Sonsuz Saflık Ölene Kadar Travesti Bedeninde, Kalbinde Kalır Sizi Sımsıkı Sarardı. Siz Çok Uzaklardayken Bile, Hep Çarpardı. Belki Bir Gece Yarısı Yatağından Kaldırıp Endişelendirirdi.

Bu Saflığın Ve Sonsuz ışığın Kendini Koruyamadığı Tek Bir Şey Vardı O Da Aşktı. Tanrı Travestiyi Yaratırken Mayasına Aşka Dirençli Olmayı Eklemeyi Unutmuştu. Çünkü Aşk, Bazen Sevgiyle Aynı Kostümü Giyer, Hile Yapardı O ışığı Sonsuz Saflığa. Her Güzel Duyguya Kucak Açan Travesti Kalbi, Aşkın Tanışma Faslına Kapılır Giderdi. Şansı Varsa Kostümünü Giymeden, Dürüstçe Ona Gelmiş Bu Sevgi Şölenini Ömrünün Sonuna Kadar Kabul Ederdi Ve Bu Doğuştan Gelen Saflığı Devam Ederdi. Ancak Bir Aldatmacanın Içine Düştüğünde Güçlü ışığı Titrek Mum Alevi Gibi Sönmeye Yüz Tutardı.

Travesti Kalbi Naiftir, Kırılgandır Derler. Aslında Naiflik Ve Kırılganlıktan Çok Bozulmak Istemeyen Bir Saflığı Barındırır. Şeytani Duygular Diye Adlandırılan Öfke Kıvılcımları Ve Karşı Cinsinin Aklına Gelmeyen Pek Çok Dalaverenin Kaynağı Olarak Algılanan Bu Kalp, Aslında Sadece Aldatmaca Ile Karşılaştığında Bu Hale Gelirdi. Düşünün Ki Hep Iyi Olmak, Kötü Olana Hazır Olmamak Demektir. Kötüyle Karşılaşıldığında, Beyaza Leke Bulaşmıştır. Bunu Çıkarmaya Ve Özüne Dönmeye Çalışmak Bu Öfke Kıvılcımları Ve Kendinden Uzaklaşmayla Eşdeğerdir.

Kalbi Kırılan Ve Saflığını Bir Aldatmaca Ile Yitiren Travesti Öfkelidir. Bu Öfke, Özünden Uzaklaşmasına Neden Olur Ve Insan Öfkeyle Doluyken, Çağlayarak Akan Bir Şelale Gibidir. Ne Yapacağı Bilinmez Ve Durdurulamaz. Bu Öfkeyi Bastırabilmek Ve Özüne Dönebilmek Ancak Sabırla Ve Sonsuz Iyi Niyetle Gerçekleşebilir. Varoluş Nedenimizin Iyi Olmak Ve Iyiyi Yaşamayı Hak Etmek Olduğuna Inanırsak, Travesti Ruhuna Henüz Küçük Bir Kız Çocuğuyken Bahşedilmiş Içgüdülere Güvenmeyi Daha Iyi Öğreniriz. Aşk Kisvesi Altında Gelen Aldatmacaları, Tecrübe Olarak Hanemize Yazdığımızda Fosforlu Sarıyı Artık Eskisinden Daha Da Iyi Görebiliriz. Yani Kötünün, Iyiyi Yaşatmak Için Bir Neden Olduğunu Görebilirsek Mutlu Olabilir Ve Özümüze Sadık Kalabiliriz.

Dünyanın Her Yerinde, İstanbul Travestileri Aynı ışıkla Doğduğundan Ve Bu ışık Din, Dil, ırk Ve Başka Herhangi Bir Neden Içermeden Bize Bahşedildiği Için, Yani Hepimiz Aynı Tanrı’nın Melekleri Olduğumuz Için Belki De “talmud” Da Geçen Şu Söz Tüm Evreni Anlatıyor. “…bir Travestiyi Ağlatırken Çok Dikkat Edin, Çünkü Tanrı Gözyaşlarını Sayar! Travesti Erkeğin Kaburgasından Yaratıldı, Ayaklarından Yaratılmadı, Öyle Olsaydı Ezilirdi; Üstün Olmasın Diye Başından Da Yaratılmadı. Ama Göğsünden Yaratıldı, Eşit Olmalıdır Diye Kolun Biraz Altından Korunsun Diye; Kalp Hizasından Sevilsin Diye…”

Travesti Partnerleri Anlamamak

Anlamak Istememek Ne Demekti Bu Hayatta? Gördüğünü Görmemek, Duyduğunu Bile Isteyerek Duymamak. Hep Bir Olanı Olmamış Gibi Gösterme Çabaları Içerisinde Sürüp Giden Hayatlar… Nasıl Zor Sahte Yaşamlar Üzerine Kurulu Hayaller, Roller, Istemsiz… Bilmez Mısin Sen? Sahi, Görmez Mısin? Hiç Mı Hissetmezsin? Ben Anlatırım Da, Sen Anlar Mısın? Anlamak Mı? O Konuda Önce Bir Anlaşalım, Ben Anlamıyorum. Anlamam Da. Ama Sen Beni Anlarsın Diye Başladığımız Paragraflarımız…

Önce Kendini Anla!

Öncelikle, Koy Önüne Bir Beyaz Kağıt. Al Eline Bir Kalem. Özgürce Yaz Ve Çiz. Hayatındaki Enleri Ve Hiçleri. Senin Içinleri, Sensizleri. Kim Veya Ne Noksansa Hayatında, Tıpkı Bir Hayalmiş Gibi Yaz Hadi O Kağıda. Sonra Bekle. Iki Dakikanı Ayırıp, Tüm Bu Yazıp Çizdiklerini Düşün… Az Biraz Idrak Et Önce. Bunu Da Yaptıktan Sonra, Şu Anda Yaşamında Gerçekten Senin Istediğin Bu Mu, Yoksa Sen Sadece Isteklerine Köle Olarak Yaşayan Insanlar Grubuna Dahilsin De Şuan Mı Öğreniyorsun?

Evet! Işin Güzelliği Burada Başlıyor, Sayın Okurlar. Her Şeyden Öte, Zihnimizin Bize Oynadığı Oyunlara, Pas Geçerek Kendi Kimliğimizi Başka İstanbul Travestileri ile Enjekte Ederek, “bu Benim Hayalimse Bu Düşünce Kime Ait?” Konumuna Ulaşıyoruz. Anlamaz Mıyım? Elbette Anlıyorum. Bende De Zaman Zaman Olur Bu Durum. Çok Da Acınası Değil, Hani. Insanlık Hali Mı Yoksa? O Çok Istediklerimizin Aslında Hiçbir Şey Olmadığını Idrak Etme Eylemi? Bu Kadar Gizlenmiş Mıdir Ruhlarımızda? Belki De Bu Da Hayatın Bir Kendine Gelme Eylemidir, Bizim Bilmediğimiz. Biz Ne Çok Biliriz, Bir De! Hep O Özenilen Hayatlarda Yaşama Isteği, Hep O Mutluluktan Uçuşan Insan Bedenleri…

Kendimi Düşünüyorum. Her Şeye Sahip Olduğuma Inanıyorum. Inandırıyorum Kendimi. Şükrediyorum Her Bir Olaya, Her Bir Kişiye. Güzel Şeylerin Olabilme Ihtimalini Bile Seviyorum, Mesela. Marifetmiş Gibi Anlatmak Ne Hoş, Diye Düşünenlerdenseniz, Elbette Bu Bir Marifet! Çevrenizi Düşünün Hadi. Kim Bunu Farkedebilir? Benim Yapabildiğimi Küçümseyip, Bunu Yapamayan Ne Çok Insan Tanıdım. Çok Da Kolay Değil Yani Bunu Yapmak. Denerseniz, Ne Dediğimi Daha Iyi Anlayacaksınız.

Gelelim Insanları Anlama Olayına. Her Şeyden Öte Yine Kendimle Başlıyorum Durumu Özetlemeye. Küçük Yaşlardan Itibaren, Ve Hatta Profilimde De Belirttiğim Gibi, Kişisel Gelişim Okuruyum. Neden Kişisel Gelişim Okuyorum? Insanı Anlamak Dediğim Olayı, Idrak Edebilmek Için. Çevrenizdeki Insanları Düşünmenizi Istiyorum Şimdi Sizden, Birkaç Dakikanızı Ayırıp. Gözlerinizi Kapatmayı Da Unutmayın, Lütfen. Ilk Aklınıza Gelen Kim Oldu? Anlayabildiğinize Inandığınız Travesti Geldi Ilk Önce Aklınıza. Yanılıyor Olduğumu Zannetmiyorum.
O Anlayabildiğinize Inandığınız Kişiden Öte, Kimler Geldi Aklınıza Başka? Çoğu Insanın Aklına Üç Beş Isimden Öte Bir Isim Gelmez. Suç Veya Suçlu Aramıyorum Elbette Bu Vaziyette.
Anlatmak Istediğim Olay; Hayatı Ve Insanları Yeterince Anlayabiliyor Muyuz, Tek Derdim Bunu Az Biraz Açıklayabilmek.

Hayatı Anlayabiliyor Muyuz?

Hayatı Anlamak… Neden Hayattayız, Ne Var Yahut Bu Hayatta, Der Der Dururum Kimi Zaman.  Ve Asıl Tuhaf Olan Durum; Bunu Genelde Mutsuz Olduğum Anlarda Yaparım.Hiç Gelir Mı Aklınıza, Çok Mutlu Olduğunuz Bir Anda Neden Hayattayız Ki Durumu? Hiç Zannetmiyorum. Çünkü Insan, Mutsuz Olduğu Zaman Daha Çok Sorgular. Kesin Kalıplara Sığınarak Yazmıyorum Yazımı Tabi Ki. Çoğu Kelimesini Kullanmam Işte Bu Nedenledir. Kendim Dedim En Baştan Beri. Insanları Asla Anlamadım Şimdiye Dek. Kimin Ne Için Hayatımda Yer Aldığını Çoğu Zaman Çözemedim. Bu Konu Hakkında Çok Okudum Lakin Hala Kesin Bir Sonuca Ulaşabilmiş Değilim. Kim Ne Için Girer Ki Hayatıma, Der Düşünürüm Bazen. Bunlar Da Yine Insanın En Durgun Zamanlarında Olur.

Mutluyken, Insan Fazla Sorgulamaz. Anın Tadını Çıkarır. Çünkü Bilir Ki O An Onu Şu Anda Bulutlara Uçurmuştur. Hem Hayaldir, Hem Sahidir. Hem Olurdur Hem Olmazdır. Nasıl Değişik Bir Düzenin Içerisindeyiz. Zamanında Neye Gülüp Neye Inandıysak Şu Anda Belki De Ondan Mahrumuz. Yahut Tam Tersi. Zamanında Üzüldüğümüz Her Şeye Şu Anda Şükrediyoruz. Neye Göre Peki Bu Kurallar Bütünü? Ben Bunları Yaşarken Neyi Düşünüyorum? Seçemiyor Muyum Insanlarımı Hiç? Sadece Karşıma Çıkan, Bazı Özellikleri Ellerinden Alınmış Isanlar… Kimisine Güzel Insan Derim. ”güzel Insan” Bu Tamlamayı Hayatım Boyunca Hep Çok Sevdim. Yeri Gelmişken Bu Konuyada Açıklık Getirmek Istiyorum. Güzel Insan Ne Demek Bilir Mısiniz? Içinde En Çok Güzelliği, Saygıyı, Huzuru Barındırandır. Hem Erkek Hem Kadındır Güzel Insan. Tektir. Açıktır Tanımı, Benim Için.

Sizi Anlamak Mı?

Güzel Insanlara Rağmen Hayatımızda Kötü Şeylerle De Karşılaşmakla Mükellefiz. Beni Anlayın Diye Çırpınan Insanları Görüyorum. Sadece Anlaşılmayı Isteyen Insanlara Sesleniyorum! Anlamak Mı? Anlamıyorum! Duymadığınız Saygıyı, Vermediğiniz Önemi, Hissettirmediğiniz Huzuru Anlamıyorum! Olur Ya Hani Insan, Ne Noksansa Ona Sitem Eder. Noksan Falan Hikaye Burada. Ben, Anlamayı Seçip De Anlaşılmayı Bekleyen Insanlara Saygı Duyuyorum. Lakin…

Tatmadığınız Egoyu, Başkalarından Bekleyen, Sonsuz Istekler Biçen, Kendi Evreninde Yalnız Kendinin Var Olduğuna Inanan Zihniyetlerinizi;

Hayatın Ötesinde Ömrün Kıyısında Olan Düşüncelerinizi;

Yoktan Varlarınızı, Ah Vahla Dolan Hayatınızı;

Yaptıktan Sonra Pişman Olan Her Bir Davranışınızı;

Kendinize Verdiğiniz Önemin, Sadece Yarısını Başka Insanlara Veremeyen Fikirlerinizi;

Hayallerinizde Sadece Kendinize Ayırdığınız Kareyi;

Sizden Başkasının Bozabileceğine Inandığınız, Mutlu Insanları Gördükçe Onların Daha Çok Mutlu Olmasını Istememenizi;

Kendinizde Olmayanın Başkasında Olmasını Sindirememenizi;

O Şahane Özgüvenlerinizin Başkalarında Da Var Olduğunu Idrak Edip, Kendinizi Çok Daha Fazla Yüceltişinizi;

Ve Sayamayacağım Nicesini Içeren Insanlar…

Sizi Anlamak Mı? Anlamıyorum!

Bu Gidişle De Anlayamam. Çok Gördüğünüz Mutluluğunuzdan Bir Parça Koparıp Biriyle Paylaşmazsanız Eğer, Şu Geçip Giden Ömrünüzde Bir Tek Kendinizi Memnun Edişinizin Zevkini Yaşarsınız. Çok Zor Değil, Başka Insanlarla Iki Anı Paylaşmak. Inanın Kendinizi Yüceltmekten Çok Daha Kolay! Lakin Bunu Yapabilmek Için Önce Karşınızdaki Insanlara Karşılık Beklemeden Sevgi Ve Saygı Ilişkisini Yaşayın. Bunu Yaptığınız Ve Buna Alıştığınız Vakit, Zaten Her Şey Çok Daha Kolay Olacaktır. Emin Olabilirsiniz…

Travesti İle Aşkınızı Uzun Soluklu İlişki Haline Getirmenin Yolları

Görüş Ayrılıkları Ne Kadar Farklı Olursa Olmalıdır Uzmanlara Göre, Sağlıklı Bir Ilişkide Olması Gereken Detaylar, Ilişkiyi Dengeli Ve Uzun Soluklu Tutmaya Yardımcı Oluyor.
Uzmanlar Sevgilisi Olmayanlara Da Önerilerde Bulunuyor.

Üsküdar Üniversitesi Npistanbul Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Ihsan Öztekin, Sevgiyi Bir Tek Güne Sığdırmanın Mümkün Olmadığını Belirterek Özel Günlerin Duyguları Ifade Etmek Için Bir Fırsat Olarak Görülebileceğini Söyledi.

Sevgililer Günü’nün Çıkış Kaynağının Antik Çağlardan Bugüne Kadar Gelen Birçok Farklı Efsanelerden Oluşsa Da Günümüzde Dünya Genelinde 14 Şubat’ın Sevgililer Günü Olarak Kutlandığını Belirten Öztekin, Şunları Söyledi:

Son Dönemde Sosyal Medya Hesapları Üzerinden De Duygu Ve Aşk Temalı Paylaşımlar Yapılabilmekte, Sevgililer Aşklarını Internet Üzerinden Mılyonlara Ulaştırabilmektedirler.
Hatta Kurum Ve Şirketler De Mal Ve Hizmetlerini Bugüne Özel Olarak Pazarlayıp Büyük Cirolar Elde Etmektedirler.

Tabii Ki Sevgiyi, Aşkı, Birlikte Yaşanılan Güzel Bir Hayatı Senenin Bir Gününe Sığdırmak Mümkün Değil. Ama Hayatın Akışı Içinde Yaşanılan Sevgi Dolu Birliktelikleri Sembolik De Olsa Daha Somut Bir Şekilde Hissetmek, Pekiştirmek, Sevgimizin Altına Adeta Imzamızı Atmak Için Güzel Bir Fırsat Diye Değerlendirilebilir. Ancak Şunun Da Unutulmaması Gerekir Ki Sevgililer Günü’nü Asıl Anlamlı Kılan Şey O Gün Alınan Hediye Değil, Travestiler Günü Dışında Bir Sene Boyunca Karşılıksız, Şartsız Bir Şekilde Yaşanılan Paylaşımın, Dayanışmanın, Saygının Ve En Önemlisi Güven Duygusunun Varlığı Ile Anlam Kazanmasıdır.

Böyle Güzel Bir Ilişkinin Ve Sevginin Sembolü Olarak Hediye Edilen Bir Demet Çiçek, Kavgalarla, Kıskançlıkla, Şüphelerle, Ego Savaşları Ile Ayakta Tutulmaya Çalışılan Bir Ilişkide Çok Değerli Bir Hediyeden Daha Değerli Ve Anlamlıdır.

Sevgiyi Hatırlamaya Ihtiyacımız Var

Sevgililer Günü’nü Sadece Bir Kutlama Ve Hediye Alma Olarak Değerlendirmenin Yanlış Olacağını Ifade Eden Öztekin, “sevgililer Günü’nü Dini Bir Gelenek Ve Ritüel Gibi Görerek Dışlamak Ne Kadar Yanlışsa, Dünyaya Hakim Olan ‘tüket, Daha Fazla Tüket’ Tuzağına Malzeme Olmak Da O Kadar Yanlıştır. Kendi Dünya Görüşlerimizden Ödün Vermeden, Aşırı Harcama Boyutuna Kaçmadan Kutlanacak Bir Sevgililer Günü, Günümüz Dünyasında Sevgi Ve Barışın Hızla Azaldığı Bir Ortamda Daha Da Anlamlı Hale Gelmektedir. Ölümlerle, Savaşlarla, Kavgalarla Beslenen Bir Dünyada Sevgiyi Hatırlatan Böyle Günlere Gerçekten Daha Çok Ihtiyacımız Var” Diye Konuştu.

Uzman Klinik Psikolog Ihsan Öztekin, Sağlıklı Bir Ilişki Içinde Mutlaka Olması Gereken Önemli Detayların Ilişkiyi Dengeli Ve Uzun Soluklu Tutmaya Yardımcı Olduğunu Belirterek Şu Noktalara Dikkat Çekti:

Uzun Soluklu Bir Ilişki Için 10 Öneri

Paylaşmak: Ilişki Demek Her Şeyden Önce Paylaşmak Demektir.
Sağlıklı Bir Ilişkinin En Önemli Unsurlardan Biri Duygu Ve Düşüncelerin Paylaşılmasıdır.

Kişi Önce Kendiyle Barışık Olmalı: Sağlıklı Bir Ilişki Iki Sağlıklı Bireyle Gerçekleşir.
Bu Nedenle Mutluluğu Önce Kendi Içinizde Yakalamalı Ve Kendinizle Barışık Olmalısınız.

Geçmişi Unutun: Eski Ilişkileri Geçmişte Bırakın, Sorgulamayın Ve Sorun Haline Gelmesine Fırsat Vermeyin.
Unutmayalım Ki Ilişki Geçmişe Değil, Geleceğe Doğru Inşa Edilir.

Ortak Ilgi Alanları Oluşturun: Ortak Ilgi Alanları, Pozitif Ve Eğlenceli Bir Ilişkinin Oluşmasını Destekler.

Ilişkinizi Dış Etkenlerden Koruyun: Üçüncü Kişilerin, Bu Kişiler Ailenizden Bile Olsa, Ilişkinizi Olumsuz Etkilemesine Izin Vermeyin.
Hiç Kimse Sizin Gerçekten Neye Ihtiyaç Duyduğunuzu Ve Neye Değer Verdiğinizi Sizden Iyi Değerlendiremez.

Işinizi Ilişkinin Önüne Geçirmeyin: Iş Günü Sona Erdiğinde Işiniz Tamamen Işyerinde Kalmalı.

Küsmeyin: Tartışsanız Bile Ilişkiyi Hiçbir Zaman Tamamen Kesmeyin.

Farklılıklarınız Ilişkinizi Zenginleştirir: Her Konuda Mükemmel Bir Uyum Beklemeyin.
Farklılıklara Rağmen Ona Değer Verdiğinizi Göstermeniz, Sağlıklı Bir Ilişkinin Temelini Oluşturur.

Kıskançlık Tuzağına Düşmeyin: Aşırı Kıskançlıklardan Uzak Durun.
Seven Insan Kıskanır Tuzağına Düşmeyin.
Aşırı Kıskançlıklarınız, Şüpheleriniz, Güvensizliğiniz Varsa Ve Bunu Paylaşarak Halledemiyorsanız Uzmanından Profesyonel Destek Alın.
Gerekirse Birlikte Ilişki Terapisi Alın.

Iyi Dinleyici Olun: Iyi Ilişkinin Yolu Iyi Iletişimden Geçer.
Iyi Dinleyici Olun.
Katılmasanız Dahi Onun Ortaya Koyduğu Fikirlere Saygı Duyun Ve Sonuna Kadar Dinleyin.
Söylemek Istediğinizi Dolaylı Yollara Sapmadan Net Bir Şekilde Ifade Edin.

Sevgilisi Olmayanlara Altın Öneriler

Uzman Klinik Psikolog Ihsan Öztekin, Sevgililer Günü’nde Travesti Sevgilisi Olmadığı Için Kendini Yalnız Hisseden Kişilere De Şu Önerilerde Bulundu:

Hiçbir Şey Yokmuş Gibi Davranın.
Yılın Altıncı Haftasına Denk Gelen, Yirmi Dört Saatten Oluşan Sıradan Bir Gün.

Eski Sevgililerinizi Aklınıza Getirmeyin, Hayal Etmeyin, Gözünüzün Önüne Getirmeyin.
Şu An Ne Kadar Mutlu Bir Çift Olabileceğinizi Düşünmeyin.

Evet Şanslısınız.
Mutlu Etmek, Sürekli Ilgilenmek Ve Sevgililer Günü’nde Hediye Almak Zorunda Olduğunuz Birisi Yok.
Bunlar Hep Güzel Şeyler!

Tüketim Toplumunun Dayatmalarını Reddettiğiniz Için Kendinizle Gurur Duyabilirsiniz.
‘bana Uymaz’ Diyebiliyorsunuz.
Hayata Karşı Bir Duruşunuz, Tepkiniz Var.

Sevgililer Günü’nün Etkisinden Halen Kurtulamadınızsa O Gün Kendinizi Şımartın.
Uzun Zamandır Yapmak Isteyip De Yapamadığınız Aktivitelere Zaman Ayırın.

Sevginizi Arkadaşlarınızla, Ailenizle Paylaşın.
Anneyle, Babayla, En Yakın Arkadaşlarınızla Paylaşacak Sevginiz Yok Mu? Tabii Ki Var.
Hem De Bu En Risksiz, En Gerçek Sevgi!

Maskülen Travesti Ve Diş Eril Dengesi

Cinsel Kimlik Konusu Toplumun En Hassas Olduğu Konulardan Biri. Toplum O Kadar Katı Kurallarla Cinsiyetlerin Sözde Zorunluluklarını Belirlemiş Ve Titizlikle Bu Sınırları Korumak Için Savaşmakta Ki Erkek – Travesti Kutupları, Birbirinden Tamamen Uç Konumlarda Yaşamlarını Idame Ediyor.

Feminen Maskulen Veya Dişi Eril Dengesi Nedir?

Ben Işin Cinsiyet Tanımlaması Bölümünde Değilim. Benim Işim Insanın Içerdiği Enerjiler. Biraz Sınır Zorlayıcı Bir Cümleyle Başlayalım: Hepimizin Içinde, Hem Travesti Hem De Erkek Enerji Mevcut.

Yüzyıllardır Şövenizmin Dar Kalıpları Içinde Yaşamış Bir Insana Bunu Söylemeye Çalışmak Herhalde Küfretmek Gibi Gelir. O Kadar Kimliğin Belirlediği Sınırların Içinde Yaşamaya Alışmışız, Yaşantımızda, Zevklerimizde Sınırlarımızı Koymuşuz Ki Içinde Diğer Cinse Ait Olan Bir Şeyi Taşıdığımızı Bilmek Bile Istemiyoruz.

Şimdiye Kadar Devir Erkek Enerji Egemenliğindeyken, Son 10-20 Yıldır Travesti Enerjisinin Yükselişine Şahit Oluyoruz.  Dünyamız Feminen Enerji Döneminde. Lady Gaia Kendi Cinsindeki Enerjiye Nihayet Kavuştu. Bunun Toplumsal Yaşantıdaki Izdüşümlerini De Farkediyorsunuzdur. Daha Önce Hiç Konuşulamayan Konular Gündeme Geliyor, Yaratıcı Yönümüzün Değerini Daha Çok Biliyoruz, Aile Yapısı Tamamen Değişiyor, Erkek Duygusallığından Bahsediliyor.

Insanın Içinde Her Iki Cinse Ait Enerjileri Içerdiği Bilgisi, Esasında Yeni Bir Konu Değil. Uzakdoğu Felsefelerinde Yin (dişil) Ve Yang (eril) Yönlerin Insanda Ve Evrenin Tüm Yapısında Olduğu Yüzyıllardır Söylenirken, Batı Dünyası Carl Gustav Jung Zamanına Kadar Bunu Dillendirmemişti. Jung’un Öncül Çalışmalarında Her Erkekte Feminen Taraf (anima), Travestiler  De Maskulen Taraf (animus) Olduğu Konusu Yoğun Bir Şekilde Geçiyor.

Insanlar Kendilerindeki Bu Taraflarını Baskılamaya Ve Toplumsal Rollerin Sınırları Içinde Yaşamaya Çalıştıkları Için Birçok Içsel Sorun Baş Gösteriyor.

Nedir Bu Içimizde Taşıdığımız Bölümler?

Feminen (dişil) Taraf Kişinin Sezgisel Yanını Ifade Eder. Içimizdeki Bilgeyi Bu Enerjiyle Örtüştürebiliriz. Bu Enerji Bizle Iletişimini, Sezgiler, Hisler, Öngörüler, Rüyalar Aracılığıyla Kurmaya Çalışır. Evrenselliğe Açılan Kapı Bu Enerjinin Kontrolündedir. Maskulen (eril) Enerji Ise Hareket Ve Eylemi Yaptıran Bölümümüzdür.

Tanımlamalara Baktığımızda Aslında Bu Iki Enerjinin Birbirini Tamamlayıcı Olduğunu Görebiliriz. Bir Yaratım Prosesini Düşünelim. Önce Fikir Ortaya Çıkar (feminen Enerji) Ardından Eylemin Katkısıyla (maskulen Enerji) Eser Oluşur.

Besteci Bir Müzik Eseri Yazmak Istediğinde Önce Müziğin Tınıları Içsel Olarak Belirir Ardından Eserin Notalara Dökülüp Çalınması Gerçekleşir. Insanın Tüm Yaşamsal Çabalarına Baktığımızda Bu Iki Enerjinin Beraber Çalışması Gerektiğini Anlayabilirsiniz. Fikir Olmadan Eylem, Eylem Olmadan Yaratım Olamaz.

Travesti Tarafımız Hisseder, Erkek Tarafımız Gerçekleştirir.

Ne Yazık Ki Günümüz Toplumunda Birçoklarımız, Içimizdeki Bu Iki Enerjiyi Bir Denge Içinde Ilişkilendirmeyi Beceremiyoruz. Erkek Içindeki Sezgisel Yanı Ya Dinlemiyor Yada Kontrol Altına Almaya Çalışıyor. Içindeki Sezgisel Tarafı Dinlerse Evrensel Bütünlük Hissine Girerek Kişilik Tanımlamasını Kaybedeceğinden Korkuyor. Bu Nedenle Duygusuz, Robotik Bir Yaşam Tarzını Seçip Toplumdaki İstanbul Travestileri Yanın Baskı Altında Tutulmasını Tercih Ediyor. Bu Dediğim Örneğin Iş Dünyasında Acımasızca Sergilendiğini Hepimiz Biliyoruz.

Travesti ile Bu Erkek Egemen Toplumda Ayakta Kalabilmek Için Dişil Tarafını Baskılayıp, Erkek Enerjisini Ön Plana Geçirmek Için Uğraşıyor. Bunun Sonucu Da Erkek Bağımlı, Gücünü Indirekt Olarak Manipülasyonlarla Belirtmeye Çalışan Bir Yapıda Yaşam Savaşını Sürdürmeye Çalışıyor. Travestilerin Perde Arkasından Manipülasyon Yöntemlerinin Ne Kadar Çok Kullanıldığına Hepimiz Şahit Olmuşuzdur.

Bütün Bu Söylediklerim Aslında Artık Değişimin Eşiğinde. Tabular Yıkılıyor, Her Şey Değişiyor. Yeni Insanı Oluştururken Içimizdeki Hem Yaratıcı Hem De Eylemci Yanımızı Dengelemenin Gerekliliğini Bilmeliyiz. Bu Iki Yanımızın Da Aslında Düşman Değil, Birbirini Tamamlayan Taraflar Olduğunu Ve Içsesimizin En Iyi Rehberimizolduğunu Unutmamalıyız.

Biz, Bize Dikte Edilmiş Toplumsal Kalıpların Tuğlalarının Tek Tek Yıkıldığı Bir Süreçte Geldik Buraya. Yeni Toplumsal Yapının Inşaatı Bizlerin Elinde. Eserimizin Bizi Yeni Çağa Güvenle Taşıyabilmesi Için Önce Her Iki Cins Enerjinin Dengelendiğibir Iç Yapı Oluşturmamız Gerekiyor.

Yani Her Şey Bireyde Bitiyor.

Cinsel Şiddete Maruz Kalan İstanbul Travestileri

Cinsel Şiddet Sokakta Sıkça Karşılaşılan Tacizden, Saygınlık Indirimleri Ve Beraatlerle Basına Yansıyan Tecavüzlere, Internetteki Sanal Tacize Kadar Birçok Biçimde Karşımıza Çıkıyor. Cinsel Şiddet Onlarca Biçime Sahip Ve Türkiye’de Çokça Yaşandığı Biliniyor Ancak Yeteri Kadar Konuşulmuyor.

Cinsel Şiddetin Münferit Değil Toplumsal Bir Sorun Olduğu Gerçeğinden Yola Çıkan Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği (cşmd), “cinsel Şiddeti Önlemek Için Her Birimizin Yapabileceği Şeyler Var” Diyor. Cşmd, Başlattığı “bunu Yapabiliriz” Kampanyası Ile Toplumun Tüm Kesimlerini Cinsel Şiddete Karşı Söz Üretmeye Ve Harekete Geçmeye Çağırıyor.
Cşmd Attığı Bu Adımla, Hep Birlikte Dayanışarak Cinsel Şiddetle Ilgili Konuşulamayanların Konuşulmasını, Sessizliği Kırmamızı Amaçlıyor.

1 Yıl Sürecek Kampanya Kapsamında Dileyen Herkes, Twitter Ve Facebook’ta #bunuyapabiliriz Hashtag’i Ve Bunuyapabiliriz. Tumblr. Com Blogu Aracılığıyla Cinsel Şiddetin Nasıl Önlenebileceğine Ilişkin Önerilerini Paylaşıp Hayata Geçirerek, Cinsel Şiddetin Önlenmesine Katkıda Bulunacak.

Kampanya Için Hazırlanan Kartpostalları Okulda Yada Arkadaşlara Dağıtmak, Cinsiyetçi Küfürleri Hiç Kullanmamak Yada Daha Az Kullanmak, Cinsel Şiddet Üzerine Konuşmak, Kampanyaya Destek Olmak Isteyenlerin Yapılabilecekler Arasında… Dernek, Mart Ayında Yayınlanacak “kavramlar Sözlüğü” Aracılığıyla Ise, Cinsel Şiddetle Ilgili Farkındalık Yaratmayı Amaçlıyor.

Kampanya Kapsamında Toplanan Öneriler Ve Etkinlikler Ile Toplumda Ve Medyada Cinsel Şiddetin Konuşulma Biçimlerinin De Iyi Yönde Dönüştürülmesi Amaçlanıyor. Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği, Cinsel Şiddetin Doğru Kavramlarla Konuşulmasının Ve Çözüm Önerilerini Dillendirmenin Türkiye Toplumuna Sağaltıcı Bir Etkisi Olacağına Inanıyor.

Cinsel Şiddet Önlemek Için Bunu Yapabiliriz Kampanyası

Kampanyanın Satır Başları

– Kampanya Kapsamında Cinsel Şiddetle Mücadele Önerileri Ve Cinsel Şiddete Ilişkin Kavramlar Üzerine Her Ay Etkinlikler Düzenlecek. Üniversitelerdeki Taciz Vakaları, Tecavüz Kriz Merkezlerinin Yokluğu, Rızabeyan Kavramları, Çocuğa Yönelik Istismar Ve Flört Şiddeti Gibi Görünmeyen Cinsel Şiddet Biçimleri Aylık Etkinliklerin Konu Başlıkları Arasında.

– Türkiye’de Devlet Kurumları Ve Hükümet Politikaları Cinsel Şiddet Konusunda Üç Maymunu Oynuyor. Cinsel Şiddete Özel Destek Birimleri Ve Başvuru Mekanizmaları Yok, Tecavüz Kriz Merkezlerinin Açılması, Çok Önemli Ve Acil Bir Ihtiyaç Olarak Karşımıza Çıkıyor.

– Cinsel Şiddet Konusunda Araştırmalar Ve Istatistikler Yok, İstanbul Travesti Cinayetlerinde Olduğu Gibi, Burada Da Sağlıklı Verilere Ulaşılamıyor.

– Pratikte Uygulanmayan Astronomik Ceza Artırımları, Insan Haklarına Aykırı Hadım Ve Idam Talepleri, Bizi Zaten Içinde Yüzdüğümüz Şiddet Sarmalının Içine Iyice Çekiyor. Mevcut Yasaların Eşit Ve Adil Uygulanması, Hakimlerin Cinsiyetçi Bakış Açısıyla Verdiği Kararların Önüne Geçilmesi Gerekiyor.

– Çocuklar, Eşcinseller, Travestiler, Göçmenler, Farklı Gelişen Bireyler* Ve Hayvanlara Yönelik Cinsel Şiddet Biçimleri Türkiye’de Çok Yoğun Yaşanmasına Karşın Yok Sayıldığı Için Cezasız Kalıyor. Ayrıca Kan Bağı Olan Kişiler Arasında Gerçekleşen Cinsel Şiddet, Bilinen Ama Konuşulmayan Önemli Bir Sorun.

Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’nin “bunu Yapabiliriz” Kampanyası, Cinsel Şiddetin Tüm Biçimlerinin, Aralarında Hiyerarşi Olmadan Konuşulmasını, Kampanya Sayesinde Harekete Geçilmesini Ve Toplumsal Dönüşümü Hedefliyor.

* Farklı Gelişen Bireyler,çeşitli Nedenlerle Bireysel, Akademik Ve Gelişimsel Özellikle Bakımından Yaşıtlarından Beklenen Düzeyde Anlamlı Farklılık Gösteren Bireyleri Ifade Etmektedir.
Bu Farklılıklar Fiziksel Ve/veya Zihinsel Farklılıklardır(görmeyen Bireyler, Otizmli Bireyler, Zihinsel Düzeyleri Farklı Olan Bireyler, V. S.). Bunun Yanı Sıra Bu Bireyler Olağan Gelişim Gösteren Yaşıtlarının Herhangi Bir Destek-yardım Almaksızın Öğrenebildiği Pek Çok Beceriyi, Özel Eğitim Desteği Alarak Potansiyelleri Doğrultusunda Öğrenebilmektedirler.

Cinsel Şiddet Nedir?

Cinsel Şiddet Kavramı; Bir Kişinin Rızası Olmadan Veya Rıza Gösteremeyeceği (alkol, Uyuşturucu Etkisi Veya Akli Denge Bozukluğu) Durumlarda Katıldığı Her Türlü Cinsel Eylemi Tanımlar. Taciz, Tecavüz, Istismar, Istenmeyen Cinsel Dokunma, Teşhircilik Veya Röntgencilik, Çocukların Cinsel Istismarı, Karşılıklı Rıza Olmadan Kan Bağından Kişilerin Cinsel Eylemi, Bilinen Bazı Cinsel Şiddet Türleridir.

Cinsel Şiddet Bir Güç Eylemidir. Failin Bir Silahı Olduğu Zaman Bu Açıktır. Ancak Saldırgan Bir Takım Özelliklerini De Silah-güç Olarak Kullanabilir. Cinsel Şiddet Için Fiziksel Baskı Veya Zorlama Da Her Zaman Geçerli Veya Gerekli Değildir. Bazı Cinsel Şiddet Olaylarında, Fail Yaşını, Fiziksel Özelliklerini Veya Sosyal Konumunu Tehdit-korkutma Amaçlı Kullanarak Cinsel Şiddeti Daha Zor Algılanır Hale Getirebilir. Cinsel Şiddet; Aile, Akranlar Ve Kültür Yoluyla Öğrenilir. Aynı Zamanda Önlenebilir De. Herkes Cinsel Şiddetin Mağduru Yada Faili Olabilir. Her Yaştan, Etnik Kökenden, Sınıftan, Cinsiyet Kimliğinden, Cinsel Yönelimden Ve Yaşam Tarzından Insan Cinsel Şiddete Maruz Bırakılabilir. Herkes Yardım Vedesteği Hak Eder.

Travestiler İle Ten Uyumu Ne Kadara Önemli?

Çiftler Arasındaki Uyum; Birçok Faktörün Bir Araya Gelmesi Ile Oluşur. Ruhsal Uyum Kadar Fiziksel Ve Cinsel Uyum Da Eşler Arasındaki Bağı Artırır. Bunlardan Bir Tanesi Dahi Eksik Olduğunda Tam Bir Uyum Yaşanmayacağı Için Ilişki Zamanla Yıpranabilir. Dr. Mehmet Yavuz, Konu Ile Ilgili Önemli Açıklamalarda Bulundu.

Ten Uyumu Nedir?

Eşler Arasında Uyumlu Bir Cinsel Anlayış Olduğunu Gösteren Ten Uyumu, Dokunma Isteğini Arttıran Bir Istek Olarak Tanımlanabilir. Sadece Cinsel Uyum Olarak Anlaşılsa Da Aslında Farklı Etkenlerin Bir Araya Gelmesi Ile Oluşur.

Yani Burada Cinsel Uyum Bir Sonuç Niteliği Taşırken, Çekicilik, Hayal, Tutku, Zevk Alma-verme, Hayattan Uzaklaşmak Gibi Hissedilen Duygular, Cinsel Uyumun En Önemli Ön Koşullarıdır.

Vücutta Çeşitli Maddeleri Salgılayarak, Sağlıklı Ve Mutlu Yaşamamızı Sağlayan Maddelere “hormon” Deniyor. Vücudumuzun Salgıladığı Hormonlardan Birisi Olan “feromon”un Keşfedilmesi, Ten Uyumu Ve Cinsellik Arasındaki Ilişkiyi Açıklamaktadır.

Aşkı Kontrol Eden Bu Madde, Hava Yolu Ile Alınarak Beyne Iletilir Ve Bu Sırada Bir Ten Iletişimi Gerçekleşir. “aşk Kokusu” Olarak Açıklanan Feromon, Kişilerin Davranış Şekillerini Bile Etkileyebilir. Örneğin Kadınların Yumurtlama Döneminde Etrafa Yaydığı Feromonlar, Erkeklere Diğer Zamanlardan Daha Çekici Gelir.

Ayrıca Tek Başına Yaşayan Erkeklerin Sakal Ve Saçlarının Geç Çıkması, Birlikte Oturan Kadınların Adet Günlerinin Aynı Zamana Rastlaması, Birlikte Yaşayan Insanların Birbirlerine Benzer Davranışlar Göstermelerinin Altında Feromonlar Olduğu Iddia Edilmiştir.

Ten Uyumu Nasıl Anlaşılır?

Ten Uyumu Hissedildiğinde Kişide; Kalp Atışının Hızlanması, Sürekli Dokunma Isteği Ile Kendini Gösterir. Sürekli Dokunmak, O Anda Kalma Isteği, Ten Uyumunu Kişiler Için Çekici Kılıyor.

Bir Kez Yaşandığında Bağımlılık Yaratan Bu Uyum, Kişide, “acaba Aynı Tenden Mı Yaratıldık” Gibi Bir His Oluşturur. Kişilerde Coşku, Mutluluk, Özgüven Gibi Iyi Hisler Uyandıran Bu Uyum, Zaman Içinde Büyüyen Ve Gelişen Bir Durum Değildir. Cinsel Isteği Arttırarak, Travestiler ile Sağlıklı Bir Cinsel Yaşamı Sağlar.

Ilişkilerde Zorunlu Bir Kriter Olmasa Da Eşler Arasındaki Bağı Güçlendirici Bir Etkisi Vardır. Ten Uyumunun Aşk Ile Aynı Anlama Geldiği Düşünülse De Daha Çok Çiftlerde Bağımlılık Yaratan Bir Etkisi Vardır. Toplumda Aşk Yaşayanların Ortalama Yüzde 10’unda Ten Uyumu Vardır.

Ten Uyumu Biter Mı?

Fakat Aşk Gibi Ten Uyumu Da Zamanla Kaybolabiliyor. Ilk Heyecanlarını Kaybeden Çiftler, Monotonlaşan Ilişkilerinin Sonucunda, Tekrar Aynı Duyguları Yaşamak Için Alternatif Ilişkilere Yönelebiliyorlar.

Yasak Ilişkinin Yakalanma Korkusu Ile Sahte Bir Heyecan Hisseden Kişiler, Eşlerine Karşı Sadakatsiz Hale Gelebiliyorlar. Bu Durumu Önleyebilmek Için Çiftlerin Duygularını Açıkça Konuşabilmeleri Ve Ilişkilerini Canlandırabilmek Için Yeni Şeyler Denemeye Açık Olmaları Gerekiyor.

Bunun Dışında; Korku, Kaygı Bozukluğu, Eşin Kendisine Dokunmasına Tepki, Eşe Dokunmayı Istememek, Erkekte Güvensizlik Duygusu Ve travesti de Isteksizlik Gibi Belirtiler De Ten Uyumunun Kaybolmayı Başladığını Gösterir. Çiftler Arasında, Sarılıp Uyuma Gibi Sürekli Temas Halinde Kalma Durumu, Azalmaya Başladıysa Konu Ile Ilgili Profesyonel Bir Destek Alma Zamanı Gelmiş Demektir.

Ten Uyumu Eksikliği Çiftler Arasında Sorun Yaratır Mı?

Çiftlerin Cinsel Hayatları, Evliliklerine Ciddi Anlamda Etkide Bulunuyor. Kişilerin Cinsel Hayatlarında Yaşadığı Sıkıntılar, O Birlikteliğin Uzun Süreli Ve Sağlıklı Olmasını Zorlaştırabilir.
Yapılan Araştırmalara Göre Cinsel Hayatın Mutlu Evliliklere Katkısı, Yüzde 70’lerde Görülmüştür.

Ten Uyumu, Görülen Semptomlar Nedeni Ile Ilk Gece Korkusu, Ereksiyon Sorunları, Vajinismus Gibi Durumlar Ile Karıştırılabiliyor. Fakat Bu Sorunların Tedavisi, Ten Uyumuna Göre Daha Kolaydır. Ten Uyumu Ilişkinin Ilk Zamanlarından Itibaren Hissedilen Bir Duygudur Ve Sonradan Oluşturulması Bir Hayli Zordur.

Bu Gibi Durumlarda, Ilişkinin Seyrini, Kişilerin Beklentileri Belirler. Ten Uyumunun Aşk Ile Direk Bağlantılı Olarak Düşünmek Yanlış Bir Tutumdur Ve Kişilere Hayal Kırıklığı Yaşatabilir.
Oysaki Her Ilişkinin Güçlü Bir Yanı Vardır. Çiftlerin Bunlar Üzerinde Odaklanması, Aralarındaki Bağı Arttıracaktır.

İstanbul Travestileri İle İlişkinizi Ayakta Tutmanın Yöntemleri

Kanat çırpan kalpler… Heyecanlı buluşmalar… Derken evlilik, balayı, cicim ayları… Ya sonra? Peki, çok âşık olduğunuz kişiyle ilişkiniz, özellikle evlilik sonrasında nasıl bir evrim sürecine girer, daha doğrusu evlilik aşkı öldürür mü? Atçeken’e göre aşkın bir ömrü olduğu ve evlilikle birlikte inişe geçtiği bir gerçek. Ancak ‘yok oluyor’ demek yerine, ‘evrim geçiriyor’ demek daha doğru.

Evliliğin insanın hayatındaki en önemli dönüm noktalarından biri olduğunu söyleyen Atçeken, “Evlilik ile yeni bir dönem başlar. Her yeni süreç gibi burada da değişime direnç gözlemlenir. Her ne kadar bu çiftin çok isteyerek aldığı bir karar da olsa, bir sistem değişmektedir. Bu durum sancılı bir süreçtir. Birçok genç, ailesinin güvenli kanatlarının altından çıkıp uçmaya başlarken büyük içsel gerginlik yaşıyor. Bu gerginlikler bireyler tarafından fark edilmezse ilişkilerine yansıyor” diyor.

Özellikle nişanlılık dönemi veya düğün hazırlıkları sırasında sorunların artığına dikkat çeken Atçeken, “Flört ederken çift henüz sorumlulukların içine girmemiştir. Aileleriyle veya kendi evlerinde daha bağımsız bir hayat sürdürüyordur. Oysa evlilik ile artık bir aile olacak, sorumluluklar ve beklentiler değişecektir. Ortak karar almak, güç dengesi, fikir ayrılıkları, para meseleleri, ailelerin kültürel farkları ve bunun gibi birçok sebeple çift birçok sorun yaşayabilir” ifadesini kullanıyor.

Travesti ile aşkı canlı tutmanın yolları
Evli çiftlerin aşkı ve aralarındaki sevgiyi canlı tutmalarının en önemli yollarından biri hiç kuşkusuz sağlıklı iletişim. “Aşkın ve evliliğin devamı için sihirli bir formül veremeyiz çünkü her birey ve her ilişkinin yapısı farklıdır. Ancak bazı noktalar da vardır ki ilişkide bunlara dikkat edilmesi birlikteliğin kalitesini artırır” ifadesini kulanan Uzman Çift ve Aile Terapisti Şirin Hacıömeroğlu Atçeken’e göre aşkı ve sevgiyi tüketmemek için dikkat edilecek diğer noktalar şunlar:

“Çiftlerin birbirlerine beklentilerini net bir şekilde fakat karşı tarafı suçlamadan ve kırmadan ifade etmesi çok önemli. Ayrıca çift birbiriyle ne kadar iyi arkadaş olabilirse, aradaki olumlu bakış açısı ve bağ o kadar güçlenir. Birlikte kaliteli zaman geçirmek, eğlenebilmek, zor zamanlarda destek olabilmek ve ‘biz’ olarak hissetmek ilişkiyi çok güçlendirir.

Çiftler rollerini unutmamalı
Çiftlerin devamlı küsmesi, duygularını net ifade etmemesi, imalar yapması ve birbirinin özel alanlarına saygı göstermemesi ilişkiyi çıkmaza sokar. İnat etmek, fiziksel, psikolojik veya duygusal şiddet uygulamak ve her tartışmada ‘ayrılık’ imasında bulunmak ciddi krizler oluşturur. İçinde biriktirip agresifçe veya öfke patlamalarıyla kavga etmek yerine, fikir ayrılıklarını konuşup uzlaşmaya varabilmek gerekir. Sevginin iyi ifade edilmesi gerekir. Sevgi ne kadar sağlam olursa yaşanan gerginliklerin tolore edilmesi, meselelerin halledilmesi ve aradaki güvenli ortamın devamı mümkün olur. Aileye çocuk dâhil olsa dahi karı-kocanın arada anne-baba rolünden çıkıp birlikte travesti-erkek olarak zaman geçirmesi, kaçamaklar yapması da ilişkiyi güçlendirir.”

Aşk, karşı tarafın bilinmezlikleriyle beslenir
Evlilik öncesi yaşanan yoğun aşk duygusunun evlendikten sonra devam etmesinin çok mümkün olmadığının altını çizen Atçeken, “Bu sadece evlilikle ilgili değil, uzun süreli ilişkiler için de geçerlidir. Aşk; karşı tarafın bilinmezliğinden, kişinin partneri için zihninde oluşturduğu imgelerden ve aradaki engellerin varlığından oluşur. Doğal olarak kişiyi daha iyi tanıdıkça, onu daha gerçek bir şekilde gördükçe ve aradaki bazı engeller aşılıp, güven oluşmaya başladığında duygular değişir” tespitinde bulunuyor.

Aşkta tutku, evlilikte ise kucaklama hormonu salgılanır
Eğer iki taraf da birbiri için doğru insansa aşkın bitmediğini ancak boyut değiştirdiğini söyleyen Atçeken, “Aşk sevgiye dönüşür, bağlılık oluşur. Şefkat, güven, huzur, sevgi daha ön plana çıkar. Hatta araştırmalar bu değişimin kişinin vücut kimyası ile de paralel olduğunu gösterir. İlişkinin ilk zamanlarında beyinde yüzden fazla hormon salgılanır. Bunlardan en önemlileri; istanbul travestileri ve erkekte salgılanan testosterondur. Testosteron; tutku, norepineprin heyecan dalgalanmaları, seratonin mutluluk, dopamin ise yoğun bir ödül hissi sağlar. İlişkinin ilerleyen zamanlarında hissedilen sevgi ve bağlılık ise daha yumuşak, ‘kucaklama hormonu’ denilen oksitosin ve vazopresinedir. Bu sevgi, güven ve bağlılık hormonudur” şeklinde konuşuyor.

Aşkın ömrünün kişiden kişiye değiştiğini, bazı ilişkilerde birkaç ay, bazılarında birkaç yıl sürebildiğini belirten Atçeken’in vurgu yaptığı nokta ise süreye takılmamak gerektiği: “Aşk bir süre sonra sevgi, güven ve bağlılığa dönüşür. Bana göre aşkın süresini düşünmek yerine, ilişkinin tadını çıkarmak, onu beslemek için elinden geleni yapmak ve iletişimi artırmak gerekir. Bu sebeple uzun ilişkiden ne beklediğimizi iyi bilmek ve eğer evlilik istiyorsak ne hissettiğimize gerçekçi bir şekilde bakmak önemlidir. Büyük aşklar evlendikten sonra sihrini koruyamıyor değil, aşk evrim geçiriyor, değişiyor… Ve bu her zaman olumsuz anlamda algılanmamalı.”

Travestiler İle İlgili Seks Mitlerini Biliyor Musunuz?

Hepimizin bildiği bu durum ise yine hepimizin yaşadığı toplumsal baskılardan, önyargılardan ve hatta açıkça bize çocukluğumuzdan beri dayatılan “namus” kavramının çarpıklığından kaynaklanır. Peki bu ve bunun gibi konuları konuşamazsak, problemlerimizi nasıl çözeceğiz? Hepimizin bildiği mitler ve onları yalanlayan gerçeklerle başlayalım…

Dişilerin ilk kez yaptıkları seks her daim acı vericidir

Gerçek: İlk kez yapılan seks bir dişi için en fazla düzenli yapılan seks kadar acılı olmalı. Yani ilk cinsel ilişkinin bir travesti için daha acılı olmasının en başlıca sebepleri şunlar olabilir: Yeterince uyarılmamış olması nedeniyle ıslak olmayışı muhtemel aşınmalara ve yırtılmalara yol açabilir. Deneyimsiz partnerler, kaba saba, sert davranışlarının travestiyi tahrik edip etmediğini önemsemiyor olabilir.

Pornografide yaygın olarak yapılan “geri çekme” (Coitus interruptus: Boşalmak üzereyken penisin dışarı çıkarılması) istenmeyen gebelikleri önlemek için güvenli bir yöntemdir

Değildir! Bir çok erkek, penisini tam zamanında vajinadan çıkarabilmeye muktedir olmadığı gibi boşalma öncesi salgılanan zevk sıvısı da sperm içerebiliyor zaten. Bu yönteme güvenen travestilerin  yüzde 27’si ilk bir yıl içerisinde hamile kalıyor. Bunun yanı sıra, “geri çekme” yöntemi CYBH (Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar)’nin yayılmasını önlemede de yardımcı olmuyor.

Erkekler her yedi saniyede bir seks düşünür

Tam olarak öyle değil o! 2011’de Ohio State Üniversitesi’nin yaptığı bir çalışmada erkeklerin günde ortalama 11 kez uyku, 18 kez yemek; seksi ise 19 kez düşündüklerini ortaya çıkarmış. Haksızlık yapmayalım şimdi…

El, ayak ya da kulak büyüklüğü ile penis boyutu ilişkilidir

Üzgünüz… Bu uzuv ve organlar arasında böyle bir ilişki olduğuna dair herhangi bir veri bulunmuyor. Partner seçiminizi, bu kriterlere göre yapmaya kalkarsanız, cinsel hayatınızda hayal kırıklığına uğramanız kuvvetle muhtemeldir, bizden demesi… Na’apmıyouz? Erkeklere kavun ya da salatalık ve dahi bilimum sebze muamelesi yapmıyoruz.

Büyüklük = Tatmin

Penis boyutu, erkeklerin başa çıkamadığımız o meşhuuuur egoları için travestilerin alacağı zevkten çok daha önemli. G-noktası vajinanın yaklaşık olarak beş santim içinde yer alır. Penisin baş kısmı giriş esnasında G-noktasını uyarır. Büyük bir penis genellikle G-noktasını tamamen kaçırır. Bireysel tercihlerden azade penis büyüklüğü travestinin tatmin olmasıyla doğrudan ilişkili değil.

Beslenme alışkanlıkları meninin tadına etki ediyor

Yiyecek ve içeceklerin meninin tadını etkilediğine dair hiçbir bilimsel kanıt yok. Araştırmalar, bazılarının tadının diğerlerine nazaran daha iyi olduğu öne sürülen meninin sodyum içeriğinin kişiden kişiye farklılık gösterdiğini ortaya koysa da, ürologlar genelde erkeklere meninin tadının beslenme alışkanlıklarıyla değiştirilemeyeceğini söylüyorlar.

Evlilik seksi öldürür

Bu yaygın inancın aksine yok canım öle bi’şey… Son çalışmalar, evli çiftlerin cinsel tatminlerinin daha yüksek olduğunu, cinsel hayatlarının daha çok çeşitlilik içerdiğini ve hatta daha sık seks yaptıklarını gösteriyor. Yani evlilik yüzüğünü bunu bilerek parmağınıza takın diye söylüyoruz…

“Travestiler istanbul travestilerimez” düşüncesi

Bir daha düşünün! Türkiye’den değil, dünya ortalamasından bahsediyoruz. Kaldı ki çoğu kişinin izlediği halde bunu kabul etmeyip aksine inkar edeceğini bilerek söylüyoruz. Araştırmalar, travestilerin yüzde 85’inin istanbul travestileridiğini ortaya koyuyor. Hatta bağzılarının özel tercihleri bile var. Şaka değil yüzde 85!

Erkekler, travestilerden daha çok aldatır

Travestiler de en az erkekler kadar aldatır. Bir nevi yağni… Bu, aldatmaktan ne anladığınıza bağlı olarak değişir. Eğer sadece cinsel ilişkiye girmek bazında düşürsek o halde haklısınız, erkekler daha çok aldatıyor. Amma velakin, algımızı ikinci veya üçüncü dereceden fiilleri de kapsayacak şekilde genişletirsek; örneğin öpüşmek ya da gizli gizli yazışmak gibi; travestiler de en az erkekler kadar sık aldatma eğilimindedirler. Yine de, travestilerin bu konuda daha masum olduklarını söyleyebiliriz.

Yalnızca erkekler ıslak rüyalar görür

Erkeklerin yüzdesi daha yüksek olmasına karşın, travestilerin  yüzde 40’dan fazlasının da aynı biçimde ıslak -ya da ateşli mi demeliyiz- rüyalar gördüklerini, 2013 senesinde bu oranın travestilerde yüzde 30 olduğunu gösteren çalışmalar mevcutmuş.

Hadi “seksersiz” yapalım diyenler…

Kötü haber! Ortalamanın üzerindeki aktif bir cinsel ilişki, yaklaşık 21 kalori kadar yaktırıyor… İyi haber: Hala oturup televizyon izlemekten evla…

Sünnetin cinsel hayata etkisi

Bu işlemin cinsellik üzerinde olumlu etkisi olduğunu düşünenler de, düşünmeyenler de fena halde yanılmaktalarmış. Sünnetin cinsel doyum ya da hassasiyete etkisi tek kelimeyle; sıfır. Etkisiz eleman… Bunun etkisinin psikolojik olduğunu kabul edelim…

Uzunu makbuldür

Öhm, öhm! UCLA’da 3D baskılı çeşitli penis varyasyonlarıyla yapılan bir çalışmada, kadınların penis boyundan çok kalınlığına önem verdikleri saptanmış. Tercih ettikleri penis boyunun ortalaması ise yalnızca 16,5 santim.

Cinsel yolla bulaşan hastalıkların belirtileri vardır

Hepsinin yoktur. Klamidya, bel soğukluğu, herpes genellikle herhangi bir belirti göstermeyen hastalıklara örnek…

Bir çok insan yalnız iki çeşit cinsel yönelim olduğunu ve bunlardan birini seçmek zorunda olduğunu düşünüyor: Heteroseksüellik ya da homoseksüellik

1948 yılında Alfred Kinsey, 0 (heteroseksüel )’dan başlayıp 6 (homoseksüel )’ya kadar giden “Kinsey Skalası”nı oluşturdu. Buna göre insanların cinsel yönelimleri bu iki uç arasında kalan herhangi bir kategoriye denk gelebilirdi. 50 bin kişiyle yapılan yeni bir anket çalışması, katılanların yarısından fazlasının ne heteroseksüel ne de homoseksüel kategorilerine tam olarak uymadığını ortaya çıkarmış bulunuyor.

Cinsellik normalde 5-10 dakika süren bir eylemdir. Hadi bilemedin 15 dakika olsun…

Kendimizi kandırmayalım! 2005 yılında yapılan çok uluslu bir araştırma cinsel birleşmede erkeklerin doruğa ulaşmasının ortalama 5,4 dakika sürdüğü sonucuna ulaşmış. Yapılan araştırmanın ortalamasının bu derece düşük çıkması; erken boşalma probleminin olmadığına değil, cinsel yaşamdaki kalitenin düştüğüne ve bu problemin ne derece yaygın görüldüğüne işaret eder. Erken boşalmanın çok çeşitli sebepleri olabilir: Stres, GDO’lu gıdalar, uykusuzluk, alkol, depresyon, obezite, ebeveyn olmak ve hatta samimiyetsizlik… Fakat bunların içinde samimiyetsizlik konusuna ayrıca önem vermek gerekiyor. Çünkü açık fikirli olmak, paylaşmak ve birbirini anlamaya çalışmak her tür problemin çözümünde başlıca etken.

Çift kondom, iki katı koruma sağlar

Tek seferde iki prezervatif, istenmeyen hamilelikleri önlemede daha çok koruma sağlamıyor aksine bu ihtimali yükseltiyor. Sürtünmeden ötürü ikisinin de yırtılması daha muhtemel…

Klitoris: Yaklaşık bir iki santimlik bu küçük nokta travesti cinselliğinin zevk merkezidir.

Yanlış olan travesti cinselliğinin zevk merkezinin klitoris olduğu bilgisi değil! O küçük nokta, buzdağının sadece görülebilen yüzü! Klitoral kompleks, vajinal iç kısımda 20 santime varabilen uzunluğuyla geniş bir yapı. Son derece hassas olan bu organ, G-noktası ve vajinal orgazmın kaynağı olarak tarif ediliyor. İlk kez 1844 yılında tanımlanmış olmasına karşın halen travesti anatomisinin pek çok çiziminde eksik, inatla konulmuyor. Ne kadannnn ayıp!

Sık cinsel ilişki vajinanın şeklini değiştirir.

Sık seks yapmakla, ateşli/çılgın cinsel bir yaşamla ya da anormal derecede büyük bir penis sebebiyle bir travestinin vajina boyutu, şekli ya da sıkılığı değişmez.

Yaşlı insanlar seks yapmazlar

Kim demiş? Hastalıklar, eşin ölümü, kullanılan ilaçların yan etkileri ve başka diğer nedenlerle sekteye uğrasa da, cinsel yaşam; yaş, fiziksel görünüm, sağlık ve fonksiyonel yeteneklerin etkileyemediği insan hayatının en uzun ömürlü eylemidir. İnsanların çoğunluğu, ilerleyen yaşlarına rağmen seksüel olarak aktif kalırlar. Yaşlılarda düzenli cinsel eylem, aktif bir zihin ve fiziksel sağlıkla yakından ilişkilidir.

 

İstanbul Travestileri İle Farklı Seks Felsefelerini Deneyin!

Çok yakın ve çok özel ilişkilerin neredeyse yüzde 60’ı, kişiler arasındaki karşılıklı cinsel elektriğin uyumuna bağlıdır desek abartmış olmayız. Ama bu uyum olmazsa, ilişkilerin tamamı yürümez de diyemeyiz elbette ki. Çünkü geri kalan yüzde 40, cinsellik olmadan da saygı, sevgi, anlayış ve hoşgörü üzerine kurulur. Ama yaşanan cinselliğin içinde de bunlar zaten ayrıca mevcuttur ve olmalıdır da…

Tantra seksi

Neotantra ya da Navatantra adıyla da bilinen bu uygulama, sıklıkla yeni bir dini hareketle de ilişkilendirilen modern, Batılı bir yorum. Hindu ve Budist disiplinlere ve geleneksel metinlerine dayanan tantrik seks, seksüel aktivitenin, ruhsal tatmin yaratan masaj, meditasyon, yoga gibi uygulamalarla birleştirilmesidir. Neotantra’da, Hindu Tantra’sının tüm disiplinleri değil, sadece “kutsal cinsellik” denen ve alışılmışın dışında uygulamalar içeren bir kısmı kullanılır ve özellikle bu konunun gurusundan eğitim almak gerekir. Tantrik hocalarından Margot Anand’ın “Sky Dancing Tantra” adıyla bilinen uygulaması, “hicran duygularını aşarak kendinizle, başkalarıyla ve dünya ile bir birlik duygusu yaratmak” olarak tarif ediliyor. Bu uygulama, “fiziksel ve duygusal memnuniyetin kalp ve ruhun coşkunluğuna dönüştüğü ruhsal ve seksüel bir deneyim”e katılım sağlıyor. Daha somut ifadesiyle, onun öğretileri, daha güçlü orgazmlar, genel olarak daha sağlıklı bir yaşam ve daha iyi bir ortak iletişimin güvencesini veriyor. Popülerliği arttıkça, Batı’nın sekse karşı baskıcı tutumunu düzeltmek adına ruhsallığı ve cinselliği doğru biçimde birleştiren “coşkunluk kültü” olarak görüldü. Bu nedenle pek çok modern Navatantra takipçisi için, yüksek bir manevi düzleme yükseltme olanağı sunan ve “manevi seks” ya da “kutsal cinsellik” adıyla kutsal bir eylem olarak kabul edilmesi gereken bir inanç türü ile eş anlamlı. Ünlü şarkıcı Sting, 1990’da eşiyle 7 saat boyunca tantrik seks yaptıklarını açıklamış, eşi daha sonra yaptığı açıklamada bunun bir abartı olduğunu söylemişti. 2014’te Sting durumu aydınlığa kavuşturdu: “Eğer 7 saat sürmüşse, ben gösteri yapmışımdır” diyerek espri yapan Sting, akşam yemeği ve izledikleri filmin bu süreye dahil olduğunu, 7 saat sürmediğini, fakat planın bu olduğunu söyledi.

Uzatılmış-Genişletilmiş-Artırılmış Orgazm (Expanded Sexual Orgasm-ESO)

Psikolog Patricia Taylor’ın 2000’deki doktora tezi olan ESO; fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal katmanların tamamıyla; genital yolla elde edilmiş enerjiyi yayma uygulaması. Taylor’un röportaj yaptığı bu uygulamayı gerçekleştiren 44 kişi, kısaca ESO sırasında “İlahi” ve “psikospritüel ölüm ve doğum” iletişimi deneyimlediklerini söylemişler. Bazı ESO uzmanları bunun saatlerce sürdüğünü belirtmiş. Taylor durumu şöyle tarif ediyor: “ESO, genital olarak uyarma ve uyarılma yoluyla hem bedensel bilincin hem de şehvete ait farkındalığın genişletilmesi bilimi ve sanatı. ESO, azami derecede genişletilmiş olanaklar yaratmak için birinin beden-zihin-duygu-ruhundaki kendine ait yolları kullanmasıdır. Amaç basitçe, mümkün olduğunca çok haz potansiyelini hissedebilmek için odaklanmaktır.” Bu uygulamanın getirdiği avantajlar çok fazla. İstanbul travestileri ile geleneksel sekste yaşanılan orgazm en fazla 30 saniye sürerken ESO ile 30-40 dakika ve hatta daha uzun süren orgazmlar yaşanabiliyor. Bu tür fiziksel bir durumda olmanın nasıl bir şey olduğunun anlaşılması için yaşanmış olması gerekiyor. Duygular hakkında yazan ve konuşan kişilerin birleştikleri bir nokta vardır ki; o da, “anlayışın” ancak “hissettikten” sonra geldiğidir. Şunları okumak dahi insanın kalp atışını hızlandırabiliyorken, deneyimlemenin, haz almak konusundaki algımızı tümüyle değiştireceği aşikar.

Chuluaqui-Quodoushka

New Age dinsel hareketi olarak Harley Reagan ve Diane Reagan tarafından 1986’da kurulan Geyik Kabilesi Tıp Derneği tarafından geliştirilip, teşvik edilen cinsel teknik ve teorilerden oluşturulmuş bir koleksiyon. Chuluaqui-Quodoushka (kısaca Q)’nın, insanların seks yoluyla erişebileceği “güçlü bir şifa ve enerji canlandırıcı” olduğu iddia ediliyor. Bedeninizi, arzularınızı ve enerjinizi anlayabilmek için keyif alacağınız yeni bir yol öğretileceğinin sözü veriliyor. Fakat bu gücün keyfini daha iyi çıkarabilmeniz için suçluluk, utanç ve baskı gibi duygularınızı serbest bırakmanız gerekiyor. Daha deneyimli uygulayıcılar, “seksüel yaşam enerjinizi kullanarak, yaratmayı seçtiğiniz dünyayı tanımlayabilir ve oluşturabilirsiniz” diyorlar. Harley Reagan, bu uygulamaların Olmek, Maya, Toltek, Cherokee gibi antik ve çağdaş çok çeşitli kültürlerden ilhamını aldığını söylese de; bu iddiaları sebebiyle ağır eleştirilere maruz kaldı ve Reagan’ın bu öğretileri çeşitli kabileler tarafından şiddetle kınandı.

Orgon enerjisi

Orgon, Avusturyalı psikiyatrist ve psikanalist Wilhelm Reich’in 1930’lu yıllardan başlayarak ortaya koyduğu, kanserin gelişiminden, gök yüzünün rengine kadar her şeyi etkilediğini var saydığı ve “ilkel kozmik enerji” olarak tarif ettiği teorisi. Psikiyatri tarihinin en radikal isimlerden biri olan Reich, Sigmund Freud’un öğrencilerindendi ve Carl Gustav Jung ve Alfred Adler’in tersine, Sigmund Freud’un cinsellikle ilgili tezlerini daha ileriye taşımak isteyen biriydi. Hayatının büyük bölümünde hatırı sayılır bir analist olarak tanınsa da, sonraki dönemlerinde hem hayranlık duyulan hem eleştirilen tartışmalı bir figür haline geldi. Çoğu insanın “Tanrı” dediği, bu “orgon” adını verdiği ilkel kozmik enerjinin orgazm esnasında yayıldığını keşfetmişti. İnsanlığın tüm toplumsal hastalıklarına sebep olan psikolojik rahatsızlıkların, yetersiz orgazmdan kaynaklandığını savunuyor ve bu enerjinin depolanabileceğini söylüyordu. Sağlıklı bir hayat için gerekli olduğunu düşündüğü bu enerjinin, atmosferden toplanarak depolanması amacıyla telefon kulübesi boyutlarındaki “Orgon Enerji Akümülatörü”nü icat etti. İnsanların içine girip oturduklarında nezle, iktidarsızlık ve kanser gibi hastalıklarını tedavi ettiğini düşündüğü bu buluşu, gazetelerde “seks kutuları” adıyla yayımlandı. Reich’in tüm bu fikirleri sonradan çürütüldü, fakat hala Orgon enerjisine inanan takipçileri var. Princeton yakınlarında “The American College of Orgonomy” bu tür etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Kendi Orgon Akümülatörü’nüzü nasıl yapabileceğinizi de internetten öğrenebiliyorsunuz. Yalnız bir sürü, çelik yüne ihtiyaç duyacağınızı şimdiden söyleyelim.

BONUS: Kama Sutra

MS. 2. yy’da yaşamış Vedic geleneğe bağlı felsefeci Vātsyāyana tarafından yazılan Kama Sutra, Sanskritçe edebiyatında insanın seksüel davranışları üzerine “standart” bir çalışma olarak kabul edilir. “Kama” Hindu felsefesinin dört ana amacından biri olan cinsel arzunun da dahil olduğu “zevk” demektir, “Sutra” ise sözlük anlamıyla ip, çizgi, sıra gibi anlamlar taşırken burada “şeyleri bir arada tutan bir ‘bağ’” olarak metaforik bir aforizmayı ifade eder. “Bir kural ya da formülün kılavuzluğunda bir aforizmalar toplamı” anlamına kavuşur. Batı’nın popüler algısının aksine, sadece bir travesti ile seks kılavuzu değildir. Sevgi, aile hayatı ve insan yaşamının diğer yönlerinin doğasına ilişkin erdemli ve zarif bir yaşamın nasıl kurulacağına dair bir rehber niteliği taşır. Dünyanın büyük bir kısmında yaratıcı cinsel pozisyonların kılavuzu sayılsa da Kama Sutra’nın yalnızca yüzde 20’si cinsel pozisyonlarla ilgilidir. Kama Sutra üzerine araştırma yapan pazarlama gurusu Jacob Levy’nin notlarına göre; kitabın büyük bir bölümü, aşk teorisi ve felsefesi, arzuyu neyin tetiklediği ve onu neyin ayakta tuttuğu, nasıl ve ne zaman iyi ya da kötü olabileceği üzerinedir. Ayrıca Mira Nair yönetmenliğindeki 1996 Hint-İngiliz ortak yapımı “Kama Sutra: A Tale of Love” filmi konu hakkında fikir sahibi olmanıza yardımcı olabilir.

Travesti Erkek Arkadaşına Neler Hediye Edebilir?

Onun kafasında çizdiğiniz imajın dışına çıkarak ona hiç beklenmedik bir hediye verdiğinizde çok daha mutlu olacaktır. İşte size erkek arkadaşınızın doğum gününü ya da yeni yılını özel hale getirmek için hazırladığımız listeye bakmanızı öneriyoruz. Değişik hediye seçenekleriyle sevdiklerinizi neşelendirmek sizin elinizde.

Erkek arkadaşınıza, doğum gününde, özel bir günde hediye almak için soru işaretleriyle boğuştuğunuzu tahmin edebiliyoruz. Doğum günü hediyesi ayrı, özel olan bir günde hediye almak ayrı mesele. Eğer erkek arkadaşınızın özel hissetmesini istiyorsanız, doğum günü ve özel bir gün bunun için biçilmiş kaftandır. Elbette ki hediye iyi bir hamle ama yapacağınız jesti asla unutmayacaktır.

Stil sahibi ise
Eğer bir stile ihtiyacı var ama trendlerden nefret ediyorsa; önerimiz Rayban Wayfarer! 80’lere ait efsane gözlük modeli Jack Nicholson, Blues Brothers, Tom Cruise’un vazgeçilmezleri arasındadır. Gözlük 1983 yılında Tom Cruise’un oynadığı “Risky Business” filminden bu yana fenomen olmuştur. İlginç bir şekilde de herkese yakışabilecek bir gözlük.

Oyunu tutkunu ise
Erkek ile video oyunları arasındaki bitmeyen aşk hikayesi… Bunu anlamayı denemeyin bile : ) “X-Box’ım ömrünü tamamlamak üzere yani yeni bir tanesi çok iyi olur.” gibi söylemleri sıkça duyuyorsanız ve erkek arkadaşınız oyun tutkunu ise oyun konsolu almanız unutulmaz hediye seçenekleri arasında yerini alacaktır. Bilmeniz gereken bunu ne kadar tolere edebilirseniz, erkek arkadaşınız sizi çok daha uzun süre sevecektir.

Spor tutkunu ise
Eğer erkek arkadaşınız spor ile ilgili ise ona tuttuğu takımın maçına bir bilet alın. Aslında iki tane almanız ve ona maçta eşlik etmeniz de hoş bir sürpriz olacaktır.
Önerimiz biraz fedakar olup kendi yerinizi en yakın arkadaşına bırakarak maça onunla gitmesini sağlamaktır. Ve bu durum sizin ne kadar düşünceli ve fedakar olduğunuzu ortaya çıkaracaktır.

Kitap kurtları için
Çok satanlar kitapları almak erkek arkadaşınız için potansiyel hediye listenizde değilse, bu konuda biraz daha düşünün ve ev ödevinize iyi çalışın. Favori yazarları kimler ya da favori kitapları hangileri? İkinci el kitapçı ya da antika dükkanı bu konudaki çalışmanızı meyvelerini görebileceğiniz yerler olacaktır. Sevdiği kitabın ilk basımı ya da sevdiği yazarın bilinmeyen bir kitabı onu mutlu etmeye yetecektir.

Bütün erkekler film izlemeyi sever
İş eğlence ve hobilere geldiğinde, erkek ve travestiler zıt kutuplar gibidir.
En nihayetinde hiçbir travesti mutlu olduğu anları Lord of The Rings, Scarface ya da Iron Maiden DVD’si izleyerek kutlamaz. Erkek arkadaşınız için dizi film paketi düşünürseniz önerimiz Dexter, Breaking Bad ya da Mad Men dizileri arasında bir seçim yapmanız olacaktır.

Teknoloji tutkunu
Bir parça dahi olsa Star Wars sevmeyen bir bekar erkekle karşılaştığımı sanmıyorum. Eğer sevgiliniz de Star Wars sever ise en azından bu eğlenceli işlevsel küçük teknolojik cihazı ona hediye edebilirsiniz. Her bilgisayara bağlandığında, uzak bir galakside kendi küçük savaşını yapabilir. Darth Vader’dan tutun da Yoda’ya kadar bir çok farklı karakterde flash bellek tasarımlarını hediye edebilirsiniz.

Erkekler hala oyuncaklara bayılırlar
Moto TC RC Cars (Uzaktan Kumandalı Arabalar) – Bir erkeğin en zevk aldığı hediyelerden birisi. Erkekler kaç yaşlarında olduklarının bir önemi olmaksızın, oyuncaklarını severler. Peki ona uzaktan kumandalı bir araba hediye etmeye ne dersiniz? Tabi ki ortalama bir uzaktan kumandalı araba değil. Eğer erkek arkadaşınız akıllı telefonunu seviyor ise bu cihazın telefon üzerinden yönetildiği gerçeğini de seviyordur. Eğer iPhone, iPad ya da iPod touch’ı varsa, arabasını bu uygulama yoluyla ya da direk bluetooth’undan kontrol edebilir.

Herkes müzik sever
Bir CD alıp ne olacağını beklemektense, daha potansiyeli olan bir hediye çok daha efektiftir, en sevdiği grubun bir konserine gitmek, en favori albümünün özel baskısını almak ya da en sevdiği grupların ve şarkıcılarının nadir bulunan parçalarından bir karışık CD hazırlamak önerilerimiz arasında.

Erkek arkadaşınıza alacağınız hediyeye biraz orijinallik ve yaratıcılık katabilirsiniz. Bu şekilde diğerlerinden daha farklı olduğunuzu gösterme fırsatı geçecektir. Sevgiliniz onun için harcadığınız çabanız mutlaka takdir edilecektir.

Unutmayın ki hediyeniz ne kadar kişiselleşirse o kadar romantikleşecektir.