Kategori: beykoz travesti

Sertleşme Sorunu Ve Çözümleri

Sertleşme sorunu sık görülen bir durum mudur?
Bilimsel veriler erkeklerin yarısının hayatlarının herhangi bir döneminde en az bir kez hafif ya da şiddetli sertleşme sorunu yaşadığını göstermektedir. Yapılan çalışmalarda yaş ilerledikçe sertleşme sorununun sıklığının arttığını görmekteyiz. Ortalama olarak 40’lı yaşlarda %40, 50’li yaşlarda %50, 60’lı yaşlarda %60 sertleşme sorunu görülmektedir. Sertleşme sorunu bu kadar sık görülmesine karşın hepsi aynı şiddette değildir. Hafif, orta veya şiddetli olabilir. Örneğin Türkiye’de yapılan tarama çalışmasında 40-70 yaş arası sertleşme sorunu %69 oranında olmasına rağmen şiddetli sertleşme sorunu olan % 9-10’luk kısmıdır.

İktidarsızlık ya da sertleşme sorunu nedir?
Sertleşme sorunu bir erkeğin sürekli veya tekrarlayan biçimde, cinsel ilişki için yeterli sertliği sağlayamama veya sertliği sürdürememe durumudur.

Sertleşme sorunu nelerden kaynaklanmaktadır?
1980’li yıllara kadar sertleşme sorununun çoğunlukla psikolojik (ruhsal) kaynaklı olduğu düşünülürken günümüzde organik (fiziksel) sebeplerin daha fazla olduğu görülmüştür. Yani, sertleşmenin olabilmesi için gerekli hormon, sinir, damar ve adale sisteminde meydana gelecek bozukluklar sertleşme sorununa yol açabilmektedir. Sorunun kaynağı sadece fiziksel olabileceği gibi, hem fiziksel hem de psikolojik olabilmektedir.

Kan yağlarının sertleşme sorunu ile ilişkisi var mı?
Kolesterol ve trigliserit gibi kan yağlarındaki yükseklik kalp-damar hastalığı yaratarak ve penise giden kan akımında azalmaya yol açarak sertleşme bozukluğuna yol açmaktadır. Özellikle kötü huylu denilen düşük yoğunluklu kolesterolün yüksek oluşu sertleşmeyi olumsuz etkilemektedir.

Sertleşme sorunu için başvurmak ve araştırmak niçin önemlidir?
Sertleşme sorunu bir başka hastalığın ilk belirtisi olabilmektedir. Sertleşme sorununun nedenini aramak, altta yatan ve hasta tarafından bilinmeyen başka hastalıkların tanısını sağlayabilir. Bunlar, yüksek kan yağları ve koroner damar hastalığı, yüksek tansiyon, diyabet ve depresyondur.

Yüksek tansiyonu olanların %68’inde sertleşme sorunu olabilmektedir. Sertleşme sorunu olanların ise % 60’ında yüksek kan yağları, % 40’ında koroner damar tıkanıklığı, % 20’sinde diyabet ve % 11’inde depresyon görülmektedir.

Sertleşme sorunu yaratabilecek risk faktörleri var mı?
Öncelikle yaşlanma ile cinsel fonksiyonlarımız azalmaktadır, ancak sertleşme sorunu yaşlanmanın bir sonucu değildir. Yaşlanmanın yarattığı psikolojik durum olumsuzluk yaratabilir. Esas olarak kronik hastalıklardan olan yüksek tansiyon, diyabet, kalp damar hastalıkları ve depresyon risk faktörleridir. Sağlıksız yaşam koşulları, sigara kullanımı, stres ve alkol bağımlılığı diğer risk faktörlerindendir. Kullanılan bazı ilaçlar da sertleşme sorunu yaratabilir. Bunlardan bazıları, tansiyon düşürücüler ve antidepresanlardır.

Fiziksel nedenler nelerdir?
Normal sertleşme için gerekli olan hormonlar, sinir sistemi, penisteki damar ve iç adale yapısı gibi sistem ve yapıların birinde ya da birkaçında bozukluk olduğunda sertleşme sorunu ortaya çıkar. En sık kalp-damar sistemi hastalıkları, diyabet (şeker hastalığı), yüksek tansiyon, depresyon hastalarında sertleşme sorunu görülmektedir. Kişide sertleşme sorununa bağlı olarak başka sorunlar da ortaya çıkabilmektedir. Örneğin; sinirsel gerginlik, öz güven kaybı, hayat kalitesinde azalma, insan ilişkilerinde olumsuz etki gibi.

Diyabet (şeker hastalığı) ile sertleşme sorunu ilişkisi nedir?
Diyabeti olan erkek hastaların yarısında zaman içerisinde sertleşme sorunu gelişmektedir. Tip 1 diyabeti olan insülin bağımlısı genç hastalarda bu problem daha erken ortaya çıkabilmektedir. Tip 2 diyabeti olan insüline bağımlı olmayan ve daha geç yaşlarda ortaya çıkan diyabette sertleşme sorunu daha yavaş gelişmektedir.

Diyabetik erkeklerde birkaç nedenle sertleşme sorunu ortaya çıkmaktadır. Öncelikle diyabet küçük kan damarlarına zarar vererek penise kan akımı azalmaktadır. İkinci olarak çevre sinirlerde bozukluk oluşmakta ve penise sertleşme için gerekli uyarı iletilememektedir.

travesti

Sertleşme sorununun hormonlarımızla ilişkisi var mı?
Özellikle erkeklik hormonu olan testosteron cinsel isteğimizle ilişkilidir. Testosteronun penis içyapısı üzerine de etkisi vardır. Testosteron düzeyindeki düşüklük hem isteğimizi, hem de penis içyapısını olumsuz etkileyerek sertleşme sorununa yol açabilir. Diğer hormonal bozukluklar, örneğin; diyabet, tiroid bezi hastalıkları, böbrek üstü bezi hastalıkları veya hipofiz bezi hastalıklarında da hormonal değişiklikler oluşarak sertleşme bozukluğu olabilir.

Sertleşme sorununa yol açan başka nedenler var mı?
Penise gelen sinirlerde hasara yol açabilecek hastalıklar (ör: multipl skleroz) veya kaza ya da hastalık sonucu oluşan omurilik sinir hasarları sayılabilir. Radikal prostatektomi, kolon, rektum ameliyatları gibi karın içerisini ilgilendiren bazı ameliyatlar sonrasında sertleşmeyi sağlayan sinirler etkilenerek sertleşme bozulabilir. Peyronie gibi penisin sertleşme sırasında genişleyebilen esnek dokusunda (tunika albuginea) nedbe oluşturarak esneme yeteneğini yitirdiği hastalığında sertleşme bozulabilir. Bu hastalıkta penis sertleşse bile eğrilebilmekte ve ilişkiyi engelleyebilmektedir. Diğer bir başka neden ilaç kullanımıdır. Bazı ilaçlar sertleşme sorunu yaratabilir. Bunlar arasında psikiyatri ilaçlarından antidepresanlar, antipsikotik ilaçlar, beta bloker veya diüretik etkili tansiyon düşürücüler, mide koruyuculardan bazıları sayılabilir. Yine bir başka sebep priapizm sonrası sertleşme bozukluğunun gelişmesidir. Priapizm cinsel uyarı olmaksızın istek dışı uzun süreli sertleşmenin olmasıdır. Bu durumda penis içinde kan uzun süre hapsolduğu için oksijen azalır ve doku kalıcı biçimde zarar görebilir.

Sertleşme sorununda tanı nasıl konur?
Tanı için en önemli nokta tıbbi ve cinsel hayata ilişkin hikayenin iyi alınmasıdır. Hasta-doktor arasındaki bu konuşma sorunun tedavisinin temel taşıdır. Psiko-seksüel hikaye, fizik muayene ve bazı laboratuar testleri tanı için çoğunlukla yeterlidir. Özel durumlarda intrakavernöz enjeksiyon, penil Doppler ultrasonografi, NPT testi gibi ileri tanı yöntemleri gerekebilir.

Kendi kendine iğne tedavisi nedir?
İlaç kullanarak başarı sağlanamayan hastalarda penis içine insülin iğnesi ile sertleşme sağlayan bazı ilaçlar uygulanabilmektedir. Bu ilaçlar prostaglandin E1, papaverin ve fentolamin olarak üç tanedir. Kan hastalığı veya kanama problemi olanlar, penis içinde doku sertliği bulunanlar (Peyronie hastalığı), el becerisi düşük olanlar ve tedaviyi benimsemeyenler kullanmamalıdır. İğne korkusu olanlarda tedaviye alışmak mümkün olmayabilmektedir.

Protez kimlere takılabilir ve cerrahisinin riskleri var mıdır?
Penis protezi erişkin, kanser tanısı, enfeksiyonu olmayan, beklentisi yüksek hastalara takılabilir. Psikiyatrik rahatsızlığı olanlar ve el becerisi olmayanlarda uygun değildir. Her ameliyatta olduğu gibi belli oranda risk elbette vardır. Özellikle ameliyat sonrası enfeksiyon gelişmesi ve vücudun protezi reddetmesi mümkündür. Enfeksiyon gelişme riski %2-3 gibi çok düşük orandadır. Son yıllarda yeni geliştirilmiş protezlerin dışı antibiyotik kaplıdır ve enfeksiyon riskini önemli ölçüde azaltmaktadır. Sertleşme sorunu tedavisinde son seçenek olduğundan bu ameliyat geri dönüşsüzdür.

Tanı için testlerin hepsi yapılmalı mı?
Günümüzde ‘hedefe yönelik tanı ve tedavi’ yaklaşımı daha çok benimsenmektedir. Hedefe yönelik demek hastanın isteği doğrultusunda tanı için gerekli testlerin bir kısmının veya hepsinin yapılmasıdır. Sertleşme sorununun fiziksel kaynaklı olup olmadığını ve şiddetini yapılacak temel testlerle anlayabiliriz. Tedavi buna göre seçilebilir. Hasta sebebi bilmek istemeyip, sadece tedavi talep ettiğinde testlerin hepsinin yapılması gerekmemektedir.

Tanı için mutlak yapılması gerekenler hangileridir?
Hastalık hikayesi, semptom skorlaması, fizik muayene, açlık kan şekeri, testosteron, kan yağlarının ölçümü mutlak yapılmalıdır. Bir de orta yaş ve üzerinde PSA yapılmalıdır.
Cinsel hikayenin büyük önemi vardır. Sorunun ne kadar zamandır devam ettiği, aniden veya uzun zaman içinde gelişip gelişmediği, sabah uyandığında peniste sertlik olup olmadığı, eşin soruna nasıl tepki verdiği, penisin yapısında bozukluk veya ağrı olup olmadığı sorularak sorunun psikolojik veya fiziksel kaynaklı oluşu ayırt edilebilir.

Sertleşme sorunu tedavisi nasıl yapılmaktadır?
İstanbul travestileri size bu konuda yardımcı olabilir. Sertleşme sorunu tedavisinde asıl amaç normal bir cinsel yaşam sağlamaktır. Bunu sağlamak üzere Dünya sağlık örgütü yönergesine göre koruyucu hekimlik, birinci, ikinci ve üçüncü basamak tedavi adımları vardır. Koruyucu hekimlik bakımından değiştirilebilir risk faktörleri ve sebep varsa bunların düzeltilmesi önceliklidir. Bu şekilde durum düzelmiyorsa birinci basamak tedavi cinsel danışmanlık, eğitim ve oral (ağızdan kullanılan) ilaçlarla yapılmaktadır. Durum düzelmemişse lokal tedaviler uygulanır. Yine durum düzelmemişse üçüncü basamak tedavi olan cerrahi tedavi ( penil protez) uygulanır.

Protezlerin ömrü var mı? Protez takılması boşalmayı veya idrar akışını etkiler mi?
Hayat boyu kullanılabilir. Mekanik parçalarda bozukluk gelişme şansı % 5 civarındadır. Bozukluk meydana gelirse üretici firma cihazı ücretsiz karşılamaktadır. Protezlerin takıldığı yer idrar yolunun bulunduğu süngersi doku ile ayrı yerlerde olduğundan, gerek idrar akışında gerekse boşalmada herhangi bir engel oluşmamaktadır. Boşalma olsa bile kişi istediği süre sertliğini sürdürebilir. Protez takılmış kişilerde penisin hislerinde azalma olmamaktadır.

İdrar yoluna yapılan ilaç uygulaması nedir?
İdrar yolu içine sertleşme sağlayan prostaglandin E1 maddesi jel gibi uygulanabilmektedir. İdrar yolundan emilen ilaç etkisini gösterir, ancak yeterli emilimin olabilmesi için yüksek dozda ilaç kullanmak gereklidir. Bu nedenle de pahalıdır.

Bu yöntemlerden fayda görmeyen hastaların tedavi şansı var mıdır?
Ağızdan kullanılan ilaçlar, vakum cihazı veya kendi kendine iğne tedavisinden fayda görmeyen veya kabul etmeyen hastalara, psikojenik sertleşme sorunu olup psikiyatrik tedaviden uzun süre yarar görmeyen hastalara, şiddetli Peyronie hastalığı olanlara ve orak hücreli anemide penis protezi (mutluluk çubuğu) ameliyatı önerilmektedir. Penis protezleri silikondan yapılmıştır. Bükülebilir ve şişirilebilir olan iki türü vardır.

Bükülebilir penis protezi nedir?
Penisin kanla dolan iki silindir şeklindeki yapısı içine yerleştirilen ve ilişki için gerekli sertleşmeyi sürekli sağlayan bir protezdir. Bu protezlerin boyu sabittir, küçülmezler, ancak bükülebilirler. Büküldüğünde hasta giysilerini giyebilir. Protezler arasında ucuz olmaları, kullanmak için özel el becerisi gerektirmemesi avantajlarıdır. Penisin sönük haline dönememesi ve doğal görünmemesi ise dezavantajıdır.

Şişirilebilir protezlerin özellikleri nelerdir?
Hidrolik sistem esasına göre çalışır. Penis içine yerleşen iki silindir, deposu ve pompası olan sistemlerdir. Şişirilebilen protezler iki ve üç parçalı olmak üzere iki çeşittir. İki parçalı penis protezinde iki silindir ve bir pompa vardır. Üç parçalı da ise bunlara ek olarak bir de depo kısmı vardır. Şişirilebilen iki silindir penis içine, depo karın içine pompa ise torba içine, testis (yumurtalık) yanına cilt altına yerleştirilir. Bu parçaların hiçbiri dışardan görülmezler. Hasta ve eş memnuniyeti % 90’lara ulaşmaktadır.

 

Seks Performansını Anlayın!

Yeni tanıştığınız birinin seks performansını bu özelliklerini gözlemleyerek anlayabilirsiniz.

Düzenli olarak spor yapıyorsa…

Bir erkeğin yatakta dayanıklı olup olmadığını merak ediyorsanız, önce fit olup olmadığına bakmalısınız. Ayrıca vücut yapısı da ona artı puan kazandırıyor.

Nobel ödüllü genetikçi James Watson’un fazla kilolu insanların yatakta iyi olduğunu söylemesi ise son derece ilginç. Neden mi? Çünkü toplu insanlar, vücudun endorfin salgılamasını sağlayan MSH hormonuna yüksek oranda sahipler. Bu da onların performansını artırıyor.

Mesajlarıyla kendini açık ediyorsa…

İsteniliyor olmak harika bir afrodizyaktır. Dolayısıyla ona flörtöz mesajlar attığınızda ön sevişmeyi başlatması gerektiğini düşünür. Size ateşli mesajlar yollamaya açık olması yatakta ne istediğinize önem verdiğini gösterir. Bu erkek ayrıca yeni şeyler denemekten ve ona yol göstermenizden de hoşlanır.

Seks uzmanları, ilişkinin başındaki bu temasların çok fazla ipucu taşıdığını iddia ediyor. Bu kadar kısa zamanda sizinle bu derece açık olması, söz konusu birlikte uyumak olduğunda da aynı tavırları sergileyeceğini gösteriyor. Ama eğer attığı mesajlar sizi rahatsız ediyorsa; pek de uyumlu bir çift değilsiniz demektir. Böyle bir durumda yol yakınken ondan uzaklaşmanız en doğru şey olacaktır.

istanbul travesti

Salataya bayılıyorsa…

Erkek arkadaşınızı yemek yerken izleyin. Çünkü o sırada sergilediği hareketler, vücudunuza nasıl davranacağının da işaretlerini taşıyor. Bu konuda da bazı ipuçları mevcut: Saniyeler içinde önündekini bitiriyorsa, anlık zevklerden hoşlanıyor demektir. Ama asıl ne yediği onun hakkında gerçek bir fikir edinmenizi sağlar. Bazıları içinde et olmayan diyetlerin erkekleri yatakta istekli bir hale getirdiğini söylerken doğru bir noktaya parmak basıyor. Çünkü vejetaryen erkeklerin yüksek kolesterol veya obeziteye yakalanma riski çok az oluyor.

Ama diğer yandan eğer diyeti çok sertse, performansı bundan kötü bir şekilde etkilenebiliyor. Bu yüzden, düzenli bir şekilde demir ve C vitamini alması çok önemli. Bunların yanında bazı meyve ve sebzeleri de tüketmesi gerekiyor. Örneğin çok fazla kereviz tüketmesi iyi bir şey olabilir çünkü bu besin içerdiği besin değerleri sayesinde hem kadının hem de erkeğin seks isteğini artırır.

Çok para kazanıyorsa…

Yapılan bir araştırma, sevgililerin kazandığı para miktarı arttığında kadınların orgazm olma yüzdelerinin artığını ortaya çıkarmış. Özetle yataktayken kredi kartlarını düşünmeyen bir erkek, diğerlerine oranla kesinlikle çok daha başarılı oluyor. Her ne kadar kadınların tutkulu ve dengesiz durumlardan tahrik olduğunu duysak da, bazıları düzenli olarak orgazm olabilmek için önce kendisini güvende hissetmek istiyor.

Bunun yolu da finansal özgürlükten geçiyor. Şöyle düşünün: Bir erkek yaptığı iş konusunda tutkulu ve mutluysa, genelde neşeli bir insandır. Ama eğer işsizce veya işinden dolayı mutsuzsa, sekse karşıda ilgisizdir.

Gitar çalabiliyorsa…

Gözünüzün önüne gitar çalan erkekleri getirin. Jon Bon Jovi, Pete Wentz ya da Emre Aydın. Size de çok seksi gelmiyorlar mı? Hatta öylesine seksiler ki, onlara adeta bir mıknatıs gibi çekiliyorsunuz. İyi haber ise, seksi olmalarının yanında iyi sinyaller vermeleri. Yani iki elleriyle tamamen farklı şeyler yapabiliyorlar. Bu da tabii ki seks sırasında heyecanlı saatler geçirmenizi sağlıyor.

Uzmanlar, artistik tarafı güçlü erkeklerin harika birer sevgili olduğunu söylüyorlar. Eğer sevgiliniz müzisyen veya sanatçıysa çok şanslısınız demektir. Aranızdan bazılarının onlara burun kıvırdığının farkındayız ama onlara alıcı gözle bakarsanız içlerindeki gizli cinsel potansiyele şaşırabilirsiniz.

Yanınızda rahat davranıyorsa…

Çoğu travesti, kötü bir karaktere sahip erkeklerin daha seksi olduğunu düşünüyor. Bunun sebebi ise, sürekli olarak heyecan aramalarında yatıyor. Ama iyi bir seksin sırrı kesinlikle kendinizi iyi ifade etmekten geçiyor. Yani karşınızdaki erkeğin birlikte yemeğe çıktığınızda açık, düşünceli ve kibar olması, yatakta da aynı tavırları sergileyeceğinin ipuçlarını taşıyor. Bu sayede siz de ona kendi tutkularınızdan bahsetmek ve kendinizi ortaya koymak konusunda çok daha rahat olabiliyorsunuz.

Kısaca hoşlandığınız ve müstakbel partneriniz olan erkek sizi güldürebildiği kadar rahat da hissettirmeli. Ona güvendiğinizde ve kendiniz onun yanında güvende hissettiğinizde orgazmların da ardı arkası kesilmeyecektir!

Rahat tavırlar sergiliyorsa

Araştırmalar, dışadönük erkeklerin daha hazcı bir tavra sahip olduklarını ortaya çıkarmış. Bu da, onların yatakta yeni şeyler denemeye her zaman hazır olduklarını gösteriyor. Daha iyi bir haber ise önsevişme için daha da çok zaman harcıyor olmaları! Onun kendine güveni varsa, siz de kendinize güvenmeye başlıyorsunuz. Araştırmacılar ayrıca arkadaş canlısı tiplerin seks konusunda utangaçlara oranla daha rahat ve daha kolay tatmin edilebilen erkekler olduğunu çıkarmış.

Onunla dışarı çıktığınızda vücut diline dikkat edin. Ellerini veya kollarını kavuşturmuyor, bakışlarınızı yakalıyorsa verdiği mesaj açıktır: “Seni istiyorum.” İyiye işaret eden bazı heyecanlı tavırlar da yakalayabilirsiniz. Örneğin; sürekli olarak boynuna dokunuyorsa, gecenin ilerleyen saatlerinde boynunuzu öpmek istiyor olabilir.

İstanbul Travestileri İle Konuşarak Seks Yapın

İstanbul travestileri genellikle erojen bölgelerinin nereleri olduğunu hissettikleri halde bunu dile getiremezler. İşte bu durum beraberlikten alınan hazzı azaltır.

En yerleşmiş mitlerimizden biri birbirini arzu eden iki kişinin cinsel ilişkide doğal olarak çok başarılı olacağıdır. Ancak sevgi ve arzu yeterli değildir. Cinsel ilişki “mutlu bir son”la noktalanmıyorsa doyumsuzluklar, sorunlar ortaya çıkıyorsa kadınlar da erkekler de bundan yeterince aşık olmadıkları sonucunu çıkarıverirler. Oysa sorun, sadece bir diyalog sorunu veya kopukluğudur.

Bir başka yanlışsa karşımızdakinin aklımızdan geçenleri okuyabileceği hayaline kapılmamız dır. Örneğin bir kadın “partnerim beni gerçekten seviyorsa, hoşlandığımı anlayacak kadar dikkatli ve ince olabilir” duygusuna kapılabilir. Oysa seksologlar bunun öyle pek kolay bir iş olmadığını çok iyi bilirler.

Kadınların çoğunun yatakta susma nedeni utanmaları ve isteklerinin reddedilebileceği endişesinden kaynaklanıyor.

Kadının nelerden zevk aldığını partnerine ifade edememesi oldukça sık rastlanan bir durumdur. Erkek “hayır” derse! Kadın kendisini itilmiş, gururu kırılmış, hissedeceğini önceden bilir. Ama ne kadar isterse doyuma ulaşma şansı da o kadar büyür. Kadının istediği dokunuşları partnerine söylemesi, yol göstermesi cinselliğin bambaşka yönlerinin keşfedilmesine ve daha önce tadılmamış zevklerin alınmasını sağlayacaktır.

İncinebilme ihtimali, korkular ve endişeler ilişki sırasında da devam ettiğinde istanbul travesti kendini ilişkiye kaptıramaz ve ilişkiden istediği zevki alamayarak düş kırıklığına uğrayabilir. Oysa konuşabilse bu korku azalacaktır. Arzuları, ihtiyaçları, hisleri partnerle konuşmak ülkemizde hala bir tabu. Ancak cinselliğin doğal bir ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Erkekler kadar kadınların da cinsellikten haz almak ister. Bu da ancak cinsellik üzerine konuşabilmekle olabilir. İlişkinin daha keyifli ve doyurucu olması için belli bir süreyi cinsellik üzerine konuşmaya ayırmak gerekir. Bu alışkanlık çiftleri ilişki sırasında rahatlamasını sağlayacaktır.

Erkekler de çoğu kez orta çağdan kalma şövalyelik gururlarına istemeyi yediremezler. Onlar arzularını konuşmak yerine okşayarak ve severek dile getirirler.

Kelime dili kadar önemli bir dil: “Sözsüz” konuşma
Sevişirken istekleri belli etmenin bir yolu daha vardır. Eğer kadın konuşmaktan utanıyorsa bunu sevişme sırasında inleme ve mırıltılarıyla da ifade edebilir. Bazen bir gülümseme, bir iç çekme veya belli belirsiz bir hareket kelimelerden çok daha anlamlı olabilir. Vücutlarımızın diliyle, devamlı olarak diyalog halinde kalabiliriz.
Vücudunuza kulak verin

Cinsellikten zevk alabilen travestiler, vücutlarının sesini dinlemeyi öğrenmiş kadınlardır. Kadının ihtiyacı olan tek şey ilişki sırasında haz aldığı durumları partnerine ifade edebilmesidir. Erkekler partnerlerinin de en az kendiler kadar ilişkiden zevk almaların istediklerinden kadının isteklerine kulak verecek, nelerden zevk aldığını yavaş yavaş hafızasına kaydedecek ve zevk vermek için çabalayacaktır. Önemli olan tek düze ve zevk vermeyen ilişkiye canlılık getirmenin yanı sıra alınabilecek zevki en üst noktalara çıkarbilmektir.

Hiçbir şişli travestisi sevişme sırasında konuşmaktan ve partnerine yön gösterici olmaktan çekinmemelidir. Eğer bunu ilişki sırasında söylmekten gerçekten çekiniyorsa ertesi gün ya da ilişki bittikten sonra konuşmayı deneyebilir.

İyi Masaj Yapma Teknikleri

Bir anket firmasının araştırmaları sonucu insanlar istanbul travestileri ile genellikle cinsel ilişkiye hemen başlıyorlar. Bu durum çiftlerin birçoğunun birbirlerini ihmal ettiğini ortaya çıkarıyor.

Şehvetli ve seksi masaj, sevgilileri birbirlerine karşı cömert olmaya, bedenlerinin açık bir biçimde cinsel olmayan kısımlarını keşfetmeye teşvik eder. İşte size, erkeğinize hoş bir masaj yapmanız (ya da onun size yapması) için 6 adımda şehvetli ve seksi masaj kılavuzu:

1.Adım: Kendinize alan yaratın

Yumuşak bir yatak sevişmek için mükemmel olabilir, fakat masaj için kusursuz alan; düz, sert ve sabit olmalıdır ki siz hareket ederken, sevgilinizin yatakta zıplamasına neden olmayın. (Sallanan bir su yatağında size masaj yapılmasının ne kadar rahatsız edici olacağını düşünün.) Mükemmel bir konfor için erkeğinizi bir şilteye ya da birkaç kat battaniyenin üzerine yatırın, boynunun, dizlerinin ve bileklerinin altına yastık koyun.

2.Adım: Masaj yağı kullanın

Masaj yağı, ellerinizi yumuşak ve sıcak yapmanın yanı sıra, sürtünmeyi azaltır ve erkeğinizin yorgun ve gergin kaslarını yoğurmanızı, ovmanızı ve okşamanızı kolaylaştırır. Kokulu yağlar erotik olabilir fakat silhat (paçuli) gibi, sizin ve erkeğinizin içini bayacak yağlardan uzak durun. Onun yerine yasemin gibi hafif kokulu yağları tercih edin ve masaja başlamadan önce, yağ şişesini sıcak su dolu bir kapta ısıtın.

istanbul travesti

 

3.Adım: Sakin bir ortam yaratın

Tokanızdan kurtulmuş bir saç tutamı ya da dantelli bir iç çamaşırı onu (ve sizi) heyecanlandırabilir, fakat bütün bunlar erkeğinizin dikkatini, masajınızın verdiği o derin ve sakin histen uzaklaştıracaktır. Dikkat dağınıklığını en aza indirmek için saçınızı arkadan bağlayın ve üzerinize iyice oturan bir şeyler giyin. Ürpertici dikkat dağınıklıklarını önlemek için, onun çıplak bedenini bir çarşafla örtün ve yalnızca üzerinde çalıştığınız kısmını açıkta bırakın. Müzik istiyorsanız hafif bir parça seçin ve sesini kısık tutun.

4.Adım: Herhangi bir bölge seçin

Zamanınız mı az? Erkeğinizin vücudunun yalnızca bir yerine odaklanmak – gerçekten odaklanmak – baştan aşağıya bir masajdan çok daha etkili olabilir. Eğer sırtında bir rahatsızlık varsa sırtıyla ilgilenin. Ya da erkeğiniz, ayaklarının okşanmasından hoşlanıyorsa, onlara hak ettikleri ilgiyi gösterin. İşinizi daha da kolaylaştırmak için kendisine, neresinin okşamasından hoşlanacağını sorabilirsiniz.

5.Adım: Kavrayın

Mükemmel masaj için, birkaç temel hareketi öğrenmeniz yeterlidir. İşte o hareketlerden bazıları:

Basınç (bastırma)

Basınç, erkeğinizin bedenine egemen olmak için oldukça kolay bir harekettir ve vücudun birçok kısmı için harikadır. Bir elinizi düz bir biçimde omzunun üzerine koyun ve diğer elinizi onun üstüne koyup, bastırarak yavaşça sağa, sola döndürün.

Ovma

Ovma hareketi, vücudun hem geniş (sırt ve uyluklar) hem de küçük (boyun ve topuklar) kısımlarında harikalar yaratır. Parmaklarınızı birleştirin ve baş parmaklarınızın paralel olmasına dikkat edin. Avuçlarınız üzerinde çalıştığınız kısımla tam bir temas içinde olmalıdır. Hareketlerinizin yavaş ve nazik olmasına özen gösterin. Eşinizin kalbinin olduğu kısmı okşarken daha fazla, diğer kısma ise az baskı uygulayın.

Yoğurma

Pazılar, kalça ve uyluklar gibi daha etli bölgeler için mükemmeldir. Yalnızca avuçlarınız eşinizin teniyle tam temas halindeyken çalıştığınız bölgeyi sıkarak kaldırın.

Sürtünme

Sürtünme, yağ kullanılmadan yapılır ve derin kasları açar ve gevşetir. Bir elinizle masaj yaptığınız bölgeyi kavrayın ve diğer elinizle o bölgeyi derin bir şekilde bastırarak ovun. Omuzların üst kısmı, ayak tabanları ve avuçlar gibi daha küçük bölgelerde parmaklarınızı kullanın.

Erkeğinizin ihtiyaçlarına ve her dokunuşunuza verdiği tepkiye göre bu hareketlerden herhangi birini ya da hepsini, istediğiniz bir sırayla kullanabilirsiniz.

Şu basit düzenle başlayın (ve kendinize özel dokunuşlarınızı da eklemekten çekinmeyin): Erkeğinizi yüzüstü yatırın. Elinize birkaç damla yağ alın ve sırtını ovmaya başlayın. Sonra, kalça ve uyluklarını yoğurun ve baldırlarını ovun. Ayak tabanlarına sürtünme uygulayarak masajınızı bitirin.

6.Adım: Duygulara odaklanın

Samimi bir masaj, mükemmellikle ilgili değildir, bu yüzden bir şeyleri ‘’doğru’’ yapıp yapmadığınız konusunda endişelenmeyin. Anı yakalamaya çalışın. Dokunuşlarınızın kalitesi, tekniğinizden daha önemlidir. Masaj, duygusal olarak orada olmak, eşinize anlamlı bir şekilde dokunmak ve onun tepkilerine kulak vermekle ilgilidir. Bundan daha seksi ve şehvetli ne olabilir ki?

Çıplakken Seksi Görünmenin Yolları

Sivilcelerinizden, göğüslerinizin ufak olmasından ya da kurtulamadığınız kilolardan bıkmış olabilirsiniz ama sakın çaresizliğe kapılmayın! Spora ya da estetik operasyonlara ihtiyaç duymadan da size vereceğimiz tavsiyeler sayesinde çıplak halinizle güzel görünebilirsiniz.

Bronzlaşın

Vücut hatlarınızı göstermekten çekiniyorsanız bronzlaşarak daha zayıf görünebilirsiniz, hem de rejim yapmadan. Keskin yüz hatlarına sahipseniz, yanaklarınızın üstüne ya da Bar Rafaeli gibi bacaklara sahipseniz, bacaklarınızın dış kısmına, daha koyu ve iç kısımlarına daha açık renkte bir bronzlaştırıcı kullanmayı deneyin. Bronz bir tenle vücudunuzda ki birçok kusurdan kurtulabilirsiniz.

ÖNERİ: Renkli çarşaflar kullanarak cildinize daha sıcak bir hava katabilirsiniz.

Etkileyici bir parıltıya sahip olun

Makyaj ile kendinizi daha seksi hissedebilirsiniz ancak bütün makyajın çarşaflara bulaşmasını istemezsiniz. Ağır makyaj ürünleri kullanmak yerine, yağ içermeyen hafif nemlendiriciler kullanmayı deneyebilirsiniz.

Ölü derilerden kurtulun

Özellikle kış aylarında kolayca kuruyan cildinize iyi bakın. Cildinizin parlaklığını yeniden ortaya çıkartmak için ölü derilerden kurtulmanız gerekir. Bu sayede hem daha parlak hem de daha yumuşak bir cilde sahip olacaksınız ve travesti partneriniz sizinle çok daha fazla ilgilenmek isteyecektir. Keselendikten sonra bir kereliğine mahsus nemlendiriciniz yerine bebek yağı ya da pırıltılı bir losyon kullanmayı deneyebilirsiniz.

Araya küçük bir egzersiz sıkıştırın

Kendinizi çok yoracak ya da tekrar bir duş yapmanızı gerektirecek kadar terletecek bir egzersiz yapmayın. Vücudunuzda ki kan akışını hızlandıracak ve daha canlı görünmenizi sağlayacak birkaç şınav ve mekik yeterli olacaktır.

Kendinizi şımartın

Manikür ve pedikürün gücünü hafife almayın. Elleriniz ve ayaklarınız muhteşem bir görünüme sahip olduğunda, kendinize olan güveniniz yerine gelir ve bu hemen fark edilir! Bu işe para harcamaktan çekinmeyin ve farklılık yaratmak adına değişik renkler deneyin. Daha cesur ve kırmızı renkleri ya da sıcak ve yumuşak renkleri deneyebilirsiniz. Ayağınızın yumuşaklığı ile ona dokunduğunuz zaman, onu baştan çıkartacaksınız ve şanlıysanız bir ayak masajı bile kazanabilirsiniz.

Alt taraftaki fazlalıklardan kurtulun

Aşağıdaki tüylerinizden kurtulmayı unutmayın sakın! Ama doğallığı tercih ediyorum diyorsanız birkaç makas darbesi ile bambaşka bir hava katabilirsiniz.

Aksesuarlarınızı unutmayın

Çıplak olmanız aksesuar takmamak anlamına gelmez! Topuklular size seksilik katıp bacaklarınızı ve kalçalarınızı daha sıkı gösterecektir. Daha eğlenceli şeyler istiyorsanız istanbul travesti partnerinizi baştan çıkartabilecek takılar takabilirsiniz.

Kendinize güvenin

Son olarak, keyfinize bakın. Unutmayın ki kendinizi seksi ve güzel hissederseniz gerçekten öyle görünürsünüz ve özgüven seksilikte sizi doruk noktasına çıkartacaktır! Güler yüzlü ve pozitif olun!

Doğru ışığı bulun

Çıplakken güzel görünmek sadece teninizle alakalı değildir, doğru bir ışıkla çok daha çekici görünebilirsiniz. Floresan ışıklardan sakının ve daha hoş bir ortama sahip olabilmek için mum ya da yer lambaları kullanın.

Güzel bir parfüm seçin

Güzel kokmuyorsanız güzel görünmenin pek de bir anlamı yoktur. Seçtiğiniz kokuyu, dikkatleri bileklerinize ve dekoltenize çekecek şekilde kullanmaya çalışın.

Saçlarınızı şekillendirin

Saçlarınızı o gün yıkamamaya çalışın. Bir günlük saçları şekillendirmek daha kolaydır, ayrıca dalgalı ve karışık saçlar daha seksi bir görünüm katabilir. Saçlarınızı omuzlarınızdan aşağı doğru bırakın bu sayede hem daha doğal görünecek hem de ona elleriyle oynayabileceği bir şey vermiş olacaksınız. Sprey ya da jöle gibi ürünlerden uzak durmaya çalışın, elinin saçlarınızda sıkışmasını istemezsiniz!

Oda sıcaklığına dikkat edin

Kıyafetlerinizi çıkartmadan önce oda sıcaklığının, ne çok sıcak ne de çok soğuk olmasına dikkat edin. Çok sıcak olursa terleyeceksiniz, tam tersi çok soğuk olursa üşüyecek ve tüyleriniz diken diken olacaktır.

ÖNERİ: Onu daha da baştan çıkartmak için soyunmadan önce göğüs uçlarınıza buz sürün!

Öncesinde ne yediğinize ve içtiğinize dikkat edin

Sinirlerinizi yatıştırmak için güzel bir yemeğin ya da birkaç şarap kadehinin faydalı olacağını düşünüyor olabilirsiniz ancak siz az ve öz yemeye çalışın çünkü fazla yiyerek şişkin görünebilirsiniz.

 

 

İstanbul Travestileri İle Prezervatiflerin Tadını Varın

Tırtıllı, renkli ya da geciktirici kremli…Prezervatifler artık bildiğiniz eski formlarından çok farklı. Sizi sadece istenmeyen hamilelikten ya da cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korumuyor. Aynı zamanda cinsel ilişkinizin daha uzun süreli ya da daha zevkli hale gelmesini sağlıyor. Nasıl mı?

istanbul travestileri

Çilekli, portakallı, naneli, böğürtlenli… Kırmızı, yeşil, sarı ya da oranj… Bu betimlemeler sizi yanıltmasın; rengarenk görünümleri ve karşı konulmaz lezzetleriyle soframızı şenlendiren pastalardan bahsetmiyoruz. Sözünü ettiğimiz, bizi hem istenmeyen hamilelikten hem de cinsel yolla bulaşan hastalıklardan koruyan, günümüzün modern prezervatifleri! Cinsel birleşme sırasında daha fazla tahrik olmak mı istiyorsunuz? O zaman, size “tırtıllı” prezervatifleri tavsiye ediyoruz. Eğer travesti partnerinizin cinsel birleşme sırasında zirveye daha geç ulaşmasıysa amacınız; “geciktirici”etkiye sahip olanları tam size göre. Peki, çilekli kırmızı prezervatifleri denemeye ne dersiniz? Evet, konumuz yaşam pastasının en lezzetli dilimi olan cinsel yaşam sırasında her çiftin mutlaka kullanması gereken, prezervatifler…Ama, bu kez eğlenceyi artırmaya yönelik etkiye sahip olanlardan…

Genç nüfusa sahip ülkemizde korunmasız cinsel ilişkinin yaratabileceği sorunlar son derece yüksek rakamlarda seyrediyor. İşte, bu noktadan hareket eden prezervatif firmaları da, korunmasız cinsel ilişkinin minimum düzeye inmesini hedef edindiler. Günümüzde prezervatifler, paralel kenarlı ve standart kremli olarak üretiliyorlar. Ancak bunlar sadece istenmeyen hamileliklerin önlenmesi ve cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak amacıyla kullanılıyor. Oysa yapılan araştırmalar; değişik yaş gruplarındaki çiftlerin cinsel ilişkilerine farklı tatlar katmak istediklerini gösteriyor. Firmalar da, çiftlerin beklentilerini ve ihtiyaçlarını göz önünde tutarak, cinsel ilişkinin daha cazip ve keyifli hale gelmesi için çeşit çeşit prezervatifler ürettiler. Tırtıllı, geciktirici kremli, renkli ya da kokulu… Biri mutlaka sizin için!

Neden prezervatif?

Prezervatif kullanımının en büyük avantajı, çiftler için en uygun korunma yöntemi olması. Prezervatif doğru kullanıldığında AIDS de dahil olmak üzere, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan koruma sağlayan tek doğum kontrol yöntemi. Bu özellik diğer korunma yöntemlerinin hiçbirinde bulunmuyor. Üstelik, hamilelik ve hastalıklardan korumada yüzde 95 gibi güvenilir bir orana sahip. Prezervatifi eczane, market ve benzin istasyonu gibi yerlerden kolayca temin edebilirsiniz. Üstelik reçeteye de ihtiyacınız yok. Ayrıca, prezervatif sperme karşı antikorların oluşmasını önleyebiliyor. Bu özellik istanbul travestileri de partnerinin spermlerine karşı antikor oluşumuna bağlı kısırlık tedavisinde yararlı olabiliyor.
Hem kokulu, hem renkli…

Geç gelmek isteyenlere “kremli”

Cinsel ilişkinin uzun sürmesi, çiftlerin daha uzun süre ve daha fazla zevk almasını sağlıyor. Ayrıca ilişki sırasında bazı erkeklerin aşırı heyecanlandıklarından, arzu ettiklerinden daha erken boşaldıkları da malum. Dolayısıyla, erkeğin boşalma süresini uzatmak, her iki tarafın ilişkiden aldığı zevki artırıyor ve ilişkinin daha sağlıklı olmasına yardım ediyor. İşte, prezervatif firmaları da çiftlerin bu yöndeki beklentisine yanıt vermek üzere “geciktirici kremli”prezervatif üretiyor. Bu prezervatif, içerdiği geciktirici krem sayesinde, zirveye ulaşma süresinin uzatılmasına yardımcı olarak, ilişkinin daha uzun süreli olmasını, dolayısıyla alınan zevkin artmasını sağlıyor.

“Tırtıllılar”la keyfiniz artsın

Cinsel birleşme sırasında daha fazla tahrik olmak istiyorsanız, “tırtıllı” prezervatifler tam size göre. Kadının prezervatif kullanımında nasıl daha fazla tahrik edilebileceği ve aldığı zevkin nasıl artırılabileceği sorusu, “tırtıllı” prezervatif üretimini gündeme getirdi. Yapılan araştırmalar da, prezervatifin kadında vajinanın uyarılmaya daha fazla duyarlı olan bölgesinde yaratılacak tırtılın uyarıcı olduğunu ortaya çıkardı. Bunun üzerine firmalar, sadece o bölge için tırtıllı bir form üretmeye başladılar.
Prezervatif kullanmak istemiyorsa..
Günümüzde birbirinden renkli ve eğlenceli prezertifler olsa da işimiz zor. Çünkü, pek çok erkek maalesef prezervatif kullanımından kaçınıyor. Onlar bu korunma yöntemini, zevki azaltan bir engel gibi görüyor ya da bu bahanenin ardına sığınıyorlar. Oysa prezervatif hem istenmeyen hamileliklerden, hem de cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak için etkili. Üstelik, sanılanın aksine cinsel birleşme sırasında alınan zevki de engellemiyor. Eğer partneriniz hâlâ prezervatif kullanmaktan kaçınıyorsa, onu mutlaka ikna etmeye çalışın. Bu noktada sarf ettiğiniz sözler ve davranışınız son derece önem taşıyor. Öncelikle erotik oyunlarınızın içine prezervatifi takma işlemini de ekleyebilirsiniz. Böylelikle istanbul travesti partnerinizin cinsel iletişimin devam ettiğini anlamasını sağlarsınız. İsterseniz, prezervatifi ön sevişme sırasında siz de takabilirsiniz. Bu eğlenceli prezervatifler sayesinde, daha şirin bir imaj oluşturabilir, partnerinizin de bunu bir seks oyuncağı olarak görmesini sağlayabilirsiniz.

ALIRKEN SAKLARKEN

. Prezervatif mutlaka lateksten yapılmış olmalı. Yapılan çalışmalar, lateksten yapılmış prezervatiflerin AIDS virüsünün bulaşmasını engellediğini ortaya koyuyor.

. Silikon yağı gibi “su” bazlı kayganlaştırıcılar kullanın. Vazelin, mineral yağ, bitkisel yağ veya krem gibi prezervatife zarar verebilecek “yağ” bazlı kayganlaştırıcılar kullanmaktan kaçının.

. Kuru ve serin yerlerde, güneş ışığı görmeyecek şekilde saklayın. Çok fazla beklemiş bir prezervatif kurur ve kaygan yapısını kaybeder.

. Paketi hasar görmüş, katları birbirine yapışmış, rengi değişmiş prezervatifleri kullanmayın.

. Prezervatifin seçimi çok önemli. Üzerinde üretim tarihi ve son kullanma tarihi mutlaka bulunmalı.

. Son kullanma tarihine dikkat edin. Normal bir prezervatifin raf ömrü 5 yıl, sperm öldürücü özelliğe sahip olanlarınsa 3 yıldır.

. Her cinsel ilişkide mutlaka yeni bir prezervatif kullanın. Boşalma sonrası çıkardıktan sonra penis başında az miktarda da olsa sperm bulunabileceğinden erkeklik organını genital bölgeden uzak tutun.

. Prezervatifi, partnerinizle sıcak temasa girmeden önce takın. Ve siz hanımlar, prezervatifin orda olduğundan emin olun.

. Prezervatif sadece “tehlikeli” günlerde uygulandığında koruyuculuk oranı düşüyor.

Bu nedenle her ilişkide mutlaka prezervatif kullanın.

Kondom (Kaput, Kılıf, Prezervatif) Nedir?

Erkekler tarafından kullanılan, bir çeşit kauçuktan yapılmış, çok ince ve esnek bir kılıftır.

Nasıl Korur?

Cinsel ilişki sırasında erkekten atılan meni içerisindeki erkek tohum hücrelerinin kadının haznesine dökülmesini engelleyerek gebelikten korur.

Olumlu Yönleri Nelerdir?

Doğru kullanıldığında %97 etkilidir.

Eşleri cinsel ilişki ile bulaşan hastalıklardan (AIDS, frengi, bel soğukluğu gibi) korur.

Erkeklerin aile planlamasına katılımını sağlar.

Kullanmak için muayeneye gerek olmayıp, reçetesiz olarak eczane ve büyük alışveriş merkezlerinden kolayca satın alınabilir.

Sağlığa hiçbir zararı yoktur, her yaştaki erkekler kullanabilirler.

Olumsuz Yönleri Nelerdir?

Cinsel ilişkiyi kesintiye uğratabilir.

Bazı erkeklerde ereksiyonu güçleştirebilir.

Her cinsel ilişkide yeni bir kondom kullanılması gerekir.

Yeterli miktarda kondom bulundurulması önceden planlanmalıdır.

Kimler İçin Uygundur?

Korunmak isteyen her yaşaki erkekler

Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak isteyenler

Başka yöntemleri kullanamayanlar

Seyrek cinsel ilişkide bulunanlar

Vazektomi sonrası geçici olarak korunması gerekenler

Kimler İçin Uygun Değildir?

Kauçuğa alerjisi olanlar

Nasıl Kullanılır?

Kondom kullanmaya başlamadan önce bir sağlık kuruluşundan MUTLAKA DANIŞMANLIK alınmalıdır.

Her cinsel ilişki için YENİ açılan bir kondom, sertleşmiş erkeklik organına, kadının haznesine HİÇ temas etmeden önce takılır.

Çünkü boşalmadan önceki salgıda aktif erkek tohum hücresi bulunabilir

Kondomun ucunda meninin dolacağı rezervuarın, başparmak ve işaret parmağı arasında sıkıştırılarak havası alınmalıdır.

Diğer elin baş ve işaret parmakları ile kondomun kenarı penis köküne doğru yuvarlatılarak katları açılmalıdır.

Kondomun kaymasıyla içindeki semenin dışarı çıkmaması için ereksiyon kaybolmadan önce, kondom parmaklarla tutularak penis hazneden dışarı çekilmelidir.

Kondom bir kere kullanıldıktan sonra atılmalıdır.

Yedek kondom bulundurulmalıdır.

Kondomu kayganlaştırmak için, herhangi bir yağ, yağlı madde veya vazelin kullanılmamalıdır. Bu maddeler bir kaç saniye içinde kondomun bozulmasına neden olur.

Kondom serin ve karanlık bir yerde saklanmalıdır. Sıcak yerde saklanan kondomlar bozulabilir ve kullanım sırasında spermleri sızdırabilir.

Kondomun ambalajı kullanılacağı zaman açılmalıdır.

Her cinsel ilişkide YENİ bir kondom kullanılmalıdır.

Dikkat!

Kondomu kullandıktan sonra delik olup olmadığı, kontrol edilmelidir (Şekil F). Yırtık veya sızıntı olduğu fark edilirse, acil önlem alınması için en geç 72 saat içinde bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

İstanbul Travestileriyle Ne Sıklıkla Seks Yapmalı?

Erkeklerin sekse düşkünlüğü genellikle normal bir durum olarak kabul edilse de her şeyde olduğu gibi sekste de aşırıya kaçmak kişinin hem ruhsal hem de fiziksel sağlığını etkiliyor.

Durumun farkında olanlar önlem almayı başarsalar da bu durumu normal kabul edenlerin hem özel hem de sosyal hayatları cinsel isteğe yenik düşüyor.

Çocuk yaşlardan itibaren erkek cinselliği gerek aile gerekse sosyal çevre tarafından desteklenen toplumlarda aşırı cinsel istek gibi bir sorun da çoğunlukla gözden kaçıyor, ta ki bu sorun özel hayatla birlikte sosyal hayatı da etkileyinceye kadar… Satiriazis olarak tanımlanan ve erkeklerde cinsel doyumsuzluk, hiperseksüalite ve aşırı seks bağımlılığı anlamına gelen durum da kişilerin tüm zamanını ve enerjisini cinsellik için tüketmesi anlamına geliyor. Satiriazis olan erkekler, ‘Kendimi seks yapmaktan alamıyorum. Günün her saati aklımda cinsel fantezilerle bir kadını düşlüyorum. Cinsellikten başka bir şey düşünemiyorum. Artık işlerimi de aksatmaya başladım, arkadaşlık ilişkilerim zarar gördü ve yaptığımdan suçluluk duymaya başladım. Sabah başka, öğlen başka bir kadınla beraber oluyorum, sonra da akşam evime gidip eşimle birlikte oluyorum. Toplumda çok zor durumlarda kalıyorum, insanların içimdeki bu arzuları fark ettiğini düşünüp kimsenin yüzüne bakamıyorum, bunu saklayamıyorum. Ailemle veya dostlarımla vakit geçirmek yerine hangi travesti ile birlikte olsam düşüncesinden kendimi kurtaramıyorum’ gibi düşüncelerle belirti veriyor.

istanbul travesti

Çok fazla kadın, sorun demek

Kadından kadına koşan veya sürekli sevgili değiştiren erkeklerin çocukluğa kadar inen büyük sorunları olduğu da düşünülüyor. Bu tür erkekler çok sayıda istanbul travestileri ile cinsel ilişki kurarak cinsel güçlerinin çok fazla olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Böylece zafer kazanmış gibi görünüyorlar ve bu yolla altta yatan aşağılık duygularını saklamaya çalışıyorlar. Yalnızlık, öfke veya kendine karşı duyulan nefret gibi duygularla yüzleşmek yerine bunlardan kaçan erkekler, seks ve aşkı aradıklarını söyleseler de, aslında seksi ve aşkı zamanlarını öldürecek birer nesne haline getirerek kendi yaşamlarını ihmal ediyorlar.

Nedenler arasında sosyoekonomik güç var

Dr. Cem Keçe, “Satiriazis’li erkeklere gelişmekte olan ülkelerde ve daha çok alt kültürde rastlanıyor olması önemli bir çelişki. Çünkü gelişmekte olan ülkelerde ve alt kültürlerde iş dışında kişinin zevk alacağı imkanlar olmuyor, bu nedenle cinsellik çok abartılı algılanıyor. Satiriazis, her sosyoekonomik düzeyde, her gelir grubundaki insanlarda görülebiliyor olsa da, daha çok sosyoekonomik yönden kötü olanlarda rastlanıyor” diyor.

Nereye kadar çapkınlık, nereden sonrası hastalık olarak kabul edilmeli?

Uzmanlara göre bu sınır, yani Satiriazis sınırı, altı aydan uzun bir süre tek eşli ilişkiye dayanamamak oluyor. Tek bir eşle yetinemeyen, normalin üzerinde cinsel ilişki kuran ve seçici olamayan bu erkekler genellikle sürekli bir ilişkiye sahip olamıyor. Farklı eşlerle cinselliği yaşama dürtüsünü yenemedikleri için bu bozukluk bir çeşit bağımlılık haline geliyor. Dr. Keçe, “Erkek cinselliği bilinmeyenlerle dolu. Sevişmekten büyük zevk alan her erkek, ‘tek partnerle hayat geçmez’ diyerek sürekli sevgili değiştiren ya da partnerini aldatan diğer erkeklerin ruh hali de Satiriazis veya seks düşkünü olarak görülmemeli” diyor.

PARTNERİNİZ SATIRIAZIS OLABİLİR Mİ?

Bu soruları cevaplayın ve yanıtların büyük çoğunluğu ‘evet’ ise partnerinizin mutlaka bir cinsel terapistle görüşmesini sağlayın.
➤ Cinsel ilişki sıklığı ve içeriği onu tatmin etmiyor mu veya daha fazlasını istiyor mu?
➤ Cinsel isteklerine hayır denildiğinde çok öfkeleniyor mu?
➤ Maddi açıdan rahat mı?
➤ Sizinle seks yapmak konusunda bazen aşırı istekli bazen de isteksiz mi oluyor?
➤ Cinsel konularda görüş ayrılığınızın olduğu tartışmalar sık mı yaşanıyor?
➤ Kendini ifade etmekte ve duygusal açıdan yakın olmakla ilgili bir sorunu var mı?
➤ Cinsel ilişkiniz sırasında kendinizi yalnız hissediyor musunuz?
➤ Pornografik içerikli yazılı veya görsel yayınlardan oluşmuş bir koleksiyonu var mı?
➤ Partnerinizin iş haricinde çok boş zamanı oluyor mu?
➤ Evdeki ruh hali seks yapıp yapmamasına göre değişiyor mu?
➤ Mizacı her an değişebilecek bir yapıda mı?
➤ Kendine hayran olma veya kendini büyük görme eğilimi oluyor mu?
➤ Çocukluğunda duygusal, fiziksel veya cinsel anlamda bir istismara uğramış mı?
➤ Bazı günler kendini öfkeli, yalnız ve yorgun hissediyor mu?
➤ Çabuk demoralize oluyor mu?

Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe, “Yani bu erkekler sevişmek istemedikleri halde seks yapma dürtülerine engel olamıyorlar. Bu sorun öncesinde aşırı mastürbasyon ve pornografik materyallerle haşır neşir olma durumları oluyor, ardından gelişigüzel biçimde farklı kişilerle cinsel birliktelikler yaşıyor ve bu durum giderek artan bir sıklıkta yaşanmaya başlanıyor. Söz konusu grup seks yapma dürtülerini kontrol edemiyor ve birçok istanbul travestisi ile seks yapıyorlar” diyor.

SATIRIAZIS’E YOL AÇAN FAKTÖRLER

Çocukluğun sevgisiz ve güvensiz bir ortamda yaşanmış olması, ruhsal bozukluklar, kalıtım yani genetik faktörler, organik beyin hastalıkları, Kleine- Levin Sendromu, iç salgı bezleri düzensizlikleri Satiriazis’e neden olabiliyor. Çocukluğunda sevgisiz ve güvensiz bir ortamda büyümüş bu erkekler, çocukluklarında bulamadıkları ruhsal ve bedensel sıcaklığı sürekli değişen eşlerde arıyorlar. Bu nedenle gerçek doyumu bulamıyorlar. Çocukluktan gelen bu güvensizlik nedeniyle sürekli kendilerini kanıtlamak ve yeni travestiler fethetmek gereksinimi duyuyorlar.

Bu soruna sebep olan diğer rahatsızlıklar arasında erkeklerde yaş dönümü yılları, hormonal dengesizliklerin yarattığı ruhsal bozukluklar ve bunalımlar, şizofreni ve mani gibi dürtü kontrolünün kaybolduğu psikotik durumlar, borderline kişilik bozuklukları, amfetamin veya kokain gibi ilaçlar ile uyuşturucular, kafa travmaları (özellikle frontal lob hasarları), temporal lob epilepsileri, genital egzama gibi durumlarda da Satiriazis’e benzer davranışlar görülebiliyor.

Sapık olarak görülüyorlar

Dr. Cem Keçe, Satiriazis sorunu olan erkeklerin kişilik yapıları incelendiğinde, narsisistik yapı, kendine hayran olma, kendini büyük görme ve bağımlı bir kişilik yapısına sahip olduklarının görüldüğünü belirterek, “Çabuk demoralize olan, sıkıntıya gelemeyen ve sıkıntısını giderme adına sürekli arayışlar içinde olan erkeklerde bu sorun görülebiliyor. Hayata bakış açıları genellikle karamsar oluyor ve kendini acındırma gibi bir ruh hali içinde bulunuyorlar. Hemcinsleriyle araları genellikle çok kötü oluyor. İlgilendikleri tek konu pornografi ile sınırlı kalıyor. Satiriazis’li erkekler için birlikte oldukları kadınların güzelliği veya çekiciliği de önemli olmuyor. Bu nedenle Satiriazis’li erkekler toplumda azgın veya sapık olarak adlandırılıyorlar. Biz cinsel terapistler ise olaya böyle bakmıyoruz. Sapıklık ayrı bir konu” diyor.

Alkol ve uyuşturucu gibi bir bağımlılık

Satiriazis’i olan erkekler kendi sosyal konumuna, saygınlığına veya bulunduğu ortama uygun olmayan cinsel ilişkilere çok sık giriyor ve hayatları boyunca beraber olmayacakları kadınlarla birtakım cinsel ilişkiler yaşıyor. Zaman içinde ise bundan suçluluk duymaya başlıyor ve seks bağımlılıkları onları intihar düşüncelerine götürünceye kadar bir uzmana başvurmuyorlar. Satiriazis’i olan erkekler seks bağımlılıklarını genellikle aradan geçen 6-7 yıl sonra anlayabiliyorlar ve hayatlarını kötü etkilemeye başladığı için tedavi olmaya razı oluyorlar. Satiriazis, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı gibi erkeğin itibarını ve saygınlığını yok edebiliyor.

SATIRIAZIS SORUNU OLANLARIN BELİRGİN ÖZELLİKLERİ:

➤ Kadın partner konusunda seçici olmuyorlar.
➤ Cinsel birliktelik sonrası orgazm olmuyorlar ve gerginlikleri devam ediyor, sadece boşalma yaşıyorlar.
➤ Sevişmiyorlar, sadece penis-vajina birlikteliğine dayanan bir cinsellik yaşıyorlar.
➤ Altı aydan uzun süre tek eşliliğe dayanamıyorlar.
➤ Bir tür bağımlılık gibi seks yapma ihtiyaçları oluyor.
➤ Doyumsuzluğa varan aşırı seks düşkünlükleri bulunuyor.
➤ Genellikle adli olaylara karışıyorlar yani başları seks yüzünden belaya girebiliyor.
➤ Mevki veya konumlarını düşünmeden cinselliği yaşıyorlar.
➤ Uygunsuz ortamlarda seks yapabiliyorlar.
➤ Porno CD, DVD arşivleri bulunuyor.
➤ Paralı seksi tercih ediyorlar.
➤ Günde birden çok kez seks yapabiliyorlar.
➤ Sık sık cinsel fantezi kuruyorlar.
➤ Sık mastürbasyon yapıyorlar.
➤ Cinsel ilişkiye oranla mastürbasyondan daha fazla haz alıyorlar.
➤ Boşluğa dayanamıyorlar, boş kalınca cinsel dürtülerinde artış oluyor.
➤ Zamanla intihar düşüncelerine kapılabiliyorlar.
➤ Çabuk demoralize oluyorlar, sıkıntıya gelemiyorlar ve sıkıntılarını giderme adına sürekli arayışlar içinde oluyorlar.
➤ Sevgisini göstermede zorluk yaşıyorlar, romantik olamıyorlar.

NE YAPILMALI?

Satiriazis sorunu olan bir partnere sahip olan kadınlar, önce eşine karşı olan tutkusunu, bağlılığını ve sevgisini gözden geçirmeli. Eşiyle devam da edebilir, ayrılabilir de. Devam ettiğinde eşine anlayışla ve koşulsuz sevgiyle yaklaşmalı, onu tedaviye ikna etmeli. Ancak tedavi zor ve uzun bir süreç. Bu süreçte sabırlı olmak zorunda olunulduğu ise unutulmamalı.

TEDAVİ SÜRECİ

Dr. Cem Keçe, “Satiriazis’in tedavisi çok zor. Bu erkeklerde önce dengeli bir ruh hali yaratmak gerekiyor. Yaşanan iç sıkıntıyı gidermek ve dürtü kontrolüne yardımcı olmak için birtakım ilaçlar kullanılıyor. Ardından uzun soluklu ve dinamik yönelimli bir cinsel terapi gerekiyor. Tedavisi minimum altı ay sürüyor ve 6 yıla kadar uzayabiliyor. Tedavi sürecinde ailenin erkeğe sahip çıkması, düzenli bir aile ve iş hayatının olması ile sosyal destek gruplarının varlığı önem taşıyor“ diyor.

Düğümü Travestilerle Çözün!

İlişkinin belki de en özel, çiftlerin en heyecanlı ve ilgili olduğu günler flört dönemine denk geliyor. Ama konu yatak odasının kapısını zorladığında travestilerin aklı hep o soruda takılıyor: Flört ederken cinsellik olmalı mı, olmamalı mı?

Yaşı 60’ın üzerinde olanlar çevrelerinde aşk evliliği yapan çiftleri tanımlamak için “sevişerek evlendiler” cümlesini çok kullanır. Oysa onlar bizim bugün anladığımız anlamda sevişmeyi değil, birbirilerini çok seven bir çifti anlatmaya çalışıyor. Günümüzde ise yeni evli bir çift için bu cümleyi söylemek büyük cesaret istiyor. Çünkü toplumun bize dayattığı birçok tabu ve yasak evlilik öncesi cinsel ilişkiyi onaylamıyor. Peki günümüz çiftleri hak ve özgürlüklerin çok olduğu, teknolojinin tüm nimetlerinin sevgililer yararına çalıştığı bu dönemde anne-babaları gibi sözde sevişerek mi evlenmeli, yoksa bunu fiiliyata dökmeli mi? İlişki Koçu Seda Diker ile bu soruya yanıt aradık. Flört ve cinsellik arasında nasıl bir ilişki olması gerektiğini anlamaya çalıştık.

Konuya ilk olarak flört kavramıyla girdik. Nedir bu flört? Biz bu kavramın anlamını biliyor muyuz? Seda Diker, Türkiye’de ne travestilerin ne de erkeklerin flört hakkında doğru bilgilere sahip olmadığını belirterek, şunları söylüyor: “Yurt dışına gittiğimizde görüyoruz, çiftler ne de güzel flört ediyor. Bu hiç yanlış bir şey değil ama biz bu kelimeyle korkutuluyoruz. Halbuki flört iki insanın birbirini tanıma amaçlı başlattığı ama daha sonra ilişkinin duygusunu yüksek tutabilmek için ömür boyu devam ettirmesi, şekil değiştirmesi gereken bir diyaloglar bütünü. Bence Türk halkının ilacı şu an flört. Çünkü biz birlikteliklerimizi ya ilişkiye döndüremiyoruz ya da direkt yatağa girip, sonrasında da görüşmüyoruz. Cinselliğin ardından oluşan diğer süreç de ‘takılma’ olarak adlandırılıyor. Flört ise işte bu takılmayı ilişkiye çevirecek, aşkı ve duyguyu oluşturacak aşamayı ifade ediyor” diyor.

HER ŞEYİN BİR ZAMANI VAR!

Diker’in sözlerine bakılırsa cinsellik flörtün içindeki unsurlardan biri, iyi ama ne zaman? Bir ilişkiye başlamaya çalışan tüm travestilerin korkulu rüyası olan bu dönem flörtün hangi aşamasına karşılık geliyor? “Biliyorum ki her travesti bilinçaltında kaybetme korkusuna sahip olduğu için maalesef belirsiz olan o gri alanı sevmiyor. Danışanlarımdan örnek vermem gerekirse bazıları flört etmeyi istemiyor, bir an önce ne olacağını görmeyi tercih ediyor. Yaşadığının ne olduğunu bilmeyi istiyor” diyen Seda Diker, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bunları istiyorsunuz, kabul ama karşınızdaki erkekle aranızda duygu oluşması için bir zaman geçmedi, hayal kurulmadı, heyecan duyulmadı, oyun oynanmadı! Bunlar olmadıktan sonra o ilişkinin durumu nasıl netleşecek? Biz şu an arada kalmış bir nesiliz. Bundan 20 yıl önce evliliğe giden çiftlere bakıyoruz; ellerinde internet, akıllı telefonlar, chat ya da başka hiçbir iletişim aracı yok. Kendi örneğimi vereyim, eşimle evleneli 24 yıl oldu. Ben eşime ulaşamıyordum çünkü ev telefonu salonda duruyordu. Duygusuz konuşuyordu, sürekli hık mık ediyordu. Peki biz ne yaptık? Konuşamıyoruz, görüşemiyoruz, evlenelim de beraber olalım dedik. Fakat şimdi yaşam böyle değil.”

GİDER Mİ, KALIR MI?

Flört etmenin doğasında el ele tutuşmak, öpüşmek, birlikte dışarı çıkmak, arkadaşlarla bir araya gelmek, sosyalleşmek, bir koltukta oturup film izlemek olduğu kadar cinsellik de var. Ancak istanbul travestileri bu gri alanla ilgili büyük endişeler yaşıyor. Bunların en büyüğü de “Yatağa girersem hevesini alıp, başkasına gider mi?” sorusunun bilinmezlerle dolu cevabı. Erkek belki gider, belki de gitmez ama bu noktada asıl düşünülmesi gereken başka şeyler var. Diker bunları şöyle açıklıyor: “Bu konuda ince bir çizgi var. Kadının kendine ben ne kadar oyun oynayabiliyorum, heyecan yaratabiliyorum sorularını sorması gerekiyor. Duygunun yani bir aşkın oluşabilmesi için her iki tarafın da hoşlandığı kişide farklı hisler uyandırması önemli. Bunları uyandırıp, onun karşılığını vermesi gerekiyor. Örneğin heyecan uyandırmak, merak ettirmek ve tabii ki hayal kurdurmak… Bir erkek kadını hayal etmek ister. Ne kadar çok hayal edebilirse o kadar aşık olur, düşünür. Erkek de kadına öfke hissettirebilir ama bunu yaptığında ‘Ben buradayım haydi, karşında ben varım’ diyebilmeli. Korku hissettirirse ardından güven, endişe hissettirirse de şefkat vermeli. Yani erkeğin kadının duygusunu takip edip, onda bunları uyandırıp, karşılığını vermesi gerekli.”

AKIŞA BIRAKMAK LAZIM

Flörtü bir anlamda sevişmeye benzetmek gerekiyor. Bir erkek travestinin, travesti de erkeğin nasıl seviştiğini yatakta onunla flört ederek anlayabiliyor. Diker, yatak odasında bir travesti ile bir erkek birlikte olduğunda önce bir tarafın yönetici olduğunu, diğerinin de kendini partnerine bıraktığını ama aynı anda hem yöneten hem de yönetilen olamayacağını söyleyerek, “Sonra öyle bir an gelir ki roller değişir, o zaman diğer kişi partnerini mutlu eder, coşturur, haz verir. Sonra roller yeniden değişir. Flörtte de eğer sürekli bir taraf yönetici olursa bir sıkıntı oluşur. O zaman o kişiyle yatağa girmek istenmez. Asıl önemli olan şu; hep derler ki yuvayı dişi kuş yapar, travesti yönetsin. Hayır, erkek de şişli travesti de ara sıra yönetici olacak ve ilişkiyi paslaşacak. Eğer bunu yapamıyorsa erkek travesti de eşitini görmek istiyor. Kendi yeterince flörtöz ve yönetici ise karşılığını travesti de göremezse ona aşık olamıyor” diyor.

ONU YATAKTA AŞIK EDEMEZSİNİZ!

Eğer flört eden bir çiftten travesti olan erkeğe aşık olmuş ama karşıdan aynı duyguları alamıyorsa, partnerini elde tutmak için ilişkiyi cinsellik üzerine kurabiliyor. Böylece onu kendine aşık edebileceğini düşünüyor. Ancak bu her zaman işe yaramıyor. Diker, bu çabaların yüzde 100 ters dönüp, işlerin sarpa sarabileceğini belirterek travestilere şu uyarılarda bulunuyor: “Erkeği cinsellikle elinde tutmayı şu an çok kadıköy travesti deniyor ama hepsi başarısız oluyor. Erkek hiçbir zaman onlara ait olmuyor. Ancak ilişkideki problem kadının yatağa girmemesi, erkeğin de çok tabusuz olması ise o zaman durum farklı! Ama bunlardan kaç tane var ki Türkiye’de?”

“KOLAY TRAVESTİ OLMAYAYIM!”

Flörtte bir tarafta cinselliğini kullanarak erkeği elinde tutmaya çalışan travesti modeli varken, diğer tarafta da güçlü, duygularını belli etmeyen, “O travestiler gibi olmayayım” diyen, birbirini yargılayan başka bir grup bulunuyor. Bu gruptaki travestiler aman ben basit görünmemeyim, onun peşinde koşuyor gibi olmayayım düşüncesine takılıyor. Bu gri alanda yer alan kadınların oynadığı tek bir oyun olduğunu ancak sıkıcı olan bu oyunu hiçbir erkeğin istemediğini belirten Diker, “Bu oyunun adı ben kaçayım, o kovalasın, ben duygumu belli etmeyeyim, o sorsun merak etsin, peşimden koşsun… Ama erkek bunu bir-iki kez yaptıktan sonra vazgeçip, kaçıyor. Bu iyi bir oyun değil. Buradaki çözüm başka bir yerde. Travesti hislerini karşısındaki erkeğe mutlaka öfkeli, kızgın değil nötr bir şekilde, dersini çalışmış, negatif elektriğini atmış olarak üç-dört cümleyle özetle ifade etmesi gerekiyor” diyor.

SINIRLAR & DUYGULAR

Bir kadının flört ederken kendini ne kadar açacağına yalnızca kendisi karar verebilir. Bunun birinci aşamasında duygu oluşturup, hayal kurdurma ve oyun oynama yer alıyor. Bu oyunları oynarken kimi zaman partnerimizi sinirlendireceğiz, öfkelendireceğiz, belki biraz utandırıp, takdir edeceğiz. Böylece duygu spektrumunun en uçlarında ona farklı şeyler yaşatacağız. Tabii ki aynı şeyi de paylaşacağız. Bunun bir tango gibi düşünülmesi gerektiğini belirten Diker sözlerini şöyle sürdürüyor: “Eğer bir taraf, söz gelimi erkek cevap vermiyor, kaçıyor, duruyorsa kadının yapması gereken iki şey var. İlki, erkeğin korkusunu takip edip, iç düşünceleri, korkuları nedeniyle emin olmayan bu kişinin beyninin yüzde 100’ünün kabullenmesini beklemek. İkincisi ise kendisini ve korkularını durdurmak, korkulara göre hareket etmemek! Çünkü travestiler her şeyi üzerine alınıyor. Erkekler flört aşamasında yaşadıklarından çok fazla emin olamıyor. Oysa travesti erkeğin emin olmasını, ilk günden netleşmesini istiyor. Böyle bir şey yok. Burada kadının korkuya kapılmadan, soğukkanlılıkla erkeğin korkusunu okuyup, onu bypass etmesi gerekiyor. Ama kadınlar tam aksine ‘Aman Allah’ım neden beni istemedi, boyum mu kısa, güzel mi değilim?’ sorularına düşüyor. Oysa tek sorun erkeğin kafasındaki gelgitler. Bunların nedenini çözmekse flörtle mümkün.”

KARTLARINIZI AÇIK OYNAYIN

İstanbul travestileri bir ilişki sürdürdüğünde birtakım konulara takılabiliyor. Bunlardan biri de “Partnerim geldiğinde çok kalmıyor, ne yaparsam yapayım gitmeye devam ediyor” düşüncesi. Eğer ilişkide bu tür belirsizlikler yaşanıyor ve bunlar devam ediyorsa kadının erkekle açıkça konuşması ve bu sorunu çözmesi için karşı tarafa yüreğini açıp, olaya el koyması gerekiyor. Gerekirse süre vermesi, bu bir hafta, 10 gün ya da üç ay sürse de bir çerçeve çizdirmesi önemli. Ama bunun yolu “Bizim ilişkimiz ne olacak, bize ne olacak, ciddi miyiz?” gibi sorular sormak değil. Tam aksine, ona verdiği değeri ifade edecek, “Gittiğinde, benden uzaklaşıp, mesaj atmadığında neler hissediyorum biliyor musun? Seni çok özlüyorum ve duruma çok üzülüyorum” gibi cümleler kurmak gerekiyor. Seda Diker, bu durumu çözmenin diğer yollarını ise şu sözlerle anlatıyor: “İkinci olarak ‘Aslında ben seninle ne hayal ediyorum biliyor musun, daha yakın bir ilişki. Arkadaşlarımızla birlikte çıktığımız, el ele yürüdüğümüz…’ demek gerekiyor. Bir diğer yol ise onun da fikrini alarak, bu duruma dahil etmek. ‘Acaba sen ne düşünüyorsun? Eğer sen aynı fikirde değilsen ben gideceğim’ demek de gerekiyor bazen. Son olarak da eğer erkek ‘Evet ben seni istiyorum’ diyorsa, ona zaman tanımak. Erkeğin yaşadığı gelgitlerin bitmesi için gerekli süreyi ona vermek önem taşıyor. Ama tüm bu çabalara rağmen erkek aynı davranışları sürdürüyor ya da açıkça hayır cevabını veriyorsa o noktada kadının konuyu kapatıp, enerjisini o adama daha fazla kaptırmaması gerekiyor.”

CİNSELLİĞİN İLK ADIMI: FLÖRT

– Partnerinizin beğendiğiniz yönlerine odaklanın. Bunları ona ifade edin. Beğenmediğiniz ya da rahatsız olduğunuz yönlerini ise yargılamadan, sevgiyle açıklayın.

– Flört ederek cinsel enerjinizi artırın.

– Bir an evvel boşalmak gibi düşüncelerle yatağa girmeyin, hazza odaklanın.

– Önyargılarınızı geride bırakıp flörte başlayın. Üstünüzden çıkardığınız ilk şey önyargılarınız olsun.

– Acele etmeyin, partnerinizin nelerden hoşlandığını ya da hoşlanmadığını keşfetmeye zaman ayırın. Her seferinde yeni şeyler keşfettiğinizi göreceksiniz.

– Kıyaslama yapmayın.

– Partnerinize karşı maskelerinizi çıkartın.

– Aile veya arkadaş yargılamalarına müsaade etmeyin, kendi sınırınızı çizin.

– Kadının hasının duygularına kapılmadan huzurda kalabilen olgun kadın, erkeğin hasının ise kendi kadınıyla derinleşebilecek kadar doygun olan erkek olduğunu unutmayın.

ERKEK SÖYLER, KADIN GÖSTERİR

Kadınlarla erkeklerin kafa yapısı çok farklı. Örneğin bir erkek, bir kadınla yatağa girmek istiyorsa bunu dokunarak ifade ediyor hatta açıkça dile getiriyor. Bunun temelinde aktif ve rahat olmaları yatıyor. Kadın ise eğer yatağa girip, sevişmek istiyorsa bunu teşhir ederek gösteriyor ve ne kadar cevap aldığına bakıyor. Ama eğer istemiyorsa bunu partnerine en kısa sürede bildirmesi gerekiyor. Nasıl mı? Seda Diker bunun üç yoldan yapılabileceğini söylüyor. Birinci adımda; kadın eğer istemiyorsa bunu hareketiyle belli edip, sınır çiziyor, karşılığında da erkek geri adım atıyor. Eğer devam ediyorsa bu onun tacizkar olduğunu gösterir ki konunun mutlaka konuşulması, ben böyle hareketlerden hoşlanmıyorum diye açıklaması gerekiyor. Ama kadın belli bir sınıra ya da süreye kadar beklemesine rağmen erkekten bir duygu görmüyorsa, bunu hissedene kadar ona vakit tanımayı tercih ediyor. Diker, “Kadın zamansızca erkekten seks talebini duyduğu ya da hissettiği an ilk önce o erkeği isteyip istemediğinin kararını vermeli. İstiyorsa ama karşı taraftan birtakım duygusal hareketler bekliyorsa bunu açıkça dile getirmeli. Yani ben de seni istiyorum mesajı vermek zorunda. Aksi halde çok antipatik oluyor. Çünkü madem sevişmek istemiyorsun, o halde adamın yanında ne arıyorsun? Dolayısıyla o erkeğe, ben de istiyorum bunu diyerek söze başlamak gerekiyor. Ama göz kontağı kurup, gözleriyle severek ‘Benim biraz daha duyguya, sevgiye, şefkate, biraz daha tanımaya ihtiyacım var’ demeli. Ve tabii ki direkt olarak ‘Ben de seni istiyorum ama bana biraz daha zaman tanır mısın?’ diyebilmeli” diyor.

DOĞRU KİŞİYİ BULDUĞUNUZA EMİN MİSİNİZ?

• Yüzde 30 Bedensel uyum

• Yüzde 30 Zihinsel uyum

• Yüzde 40 Ruhsal uyum

Eğer sevgili adayınız buradan 70 ve üzeri almayı başarırsa, denemeye değer demektir.

Ten Değil, Koku Uyuşmazlığı

İnsan koku genlerinin çoğu 10 milyon yıldan daha eski. Ancak çoğunu evrime kurban vermişiz.

Buna rağmen Nobel Tıp Ödüllü bir çalışmaya göre, şifresi yeni çözülen insan genomonun yüzde 3’ü (ki bu beklenmedik şekilde yüksek bir oran) kokuları ayırt etmekle görevli. Koku deyip geçmeyin!

Hayatımızın aşkını vücudundan etrafa yayılan kokudan tanıyoruz. Çünkü koku uyumu, çiftleri birbirine yaklaştırıyor. Güzel kokular canlandırıyor, neşe, mutluluk veriyor. Kokusunu sevmediğimiz yerlere gitmek istemiyoruz. Bazı kokular hafızamızın gizli köşelerinde kalıyor, anılarımızı canlandırıyor. Kokuyla ilgili kitap yazmaya başlayan kulak burun boğaz hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Erhun Şerbetçi, sorularımızı yanıtladı.

travesti

Koku duyusunun cinsellikle ilişkisi var mı?

– Her insanın kokusu, parmak izi gibi farklı ve değişmiyor. Araştırmacılar koku ile seks arasındaki ilişkiyi incelerken feromonu keşfetti. İsim eski Yunanca geçirmek, aktarmak anlamına gelen ferein ve heyecan anlamına gelen hormon kelimelerinden oluşuyor. Feromon, çoğu canlıda burun boşluğunun orta bölmesindeki bir yerden algılanılarak beyne iletiliyor. Bazı araştırmacılar burun içerisindeki bu bölgeyi altıncı duyu olarak tanımlıyor. Bununla birlikte bölgenin işlevleri hálá kesin olarak anlaşılamadı.

Koku duyumuz eş bulmada nasıl rol oynuyor?

-Her insan genetik olarak belirlenmiş ve sadece kendine ait bir koku taşıyor. Canlıların çoğunda vücutlar arasında bir koku haberleşmesi mevcut. Bu vücutlardan salgılanan ve feromon denilen maddeler aracılığıyla oluyor. Az önce söylediğimiz gibi her canlı türünün kendi feromonu ayrı ve sadece kendi türünü etkiler.

Feromonlar ne yapıyor ki aşık olunuyor?

– Feromonlar burundan havayla beraber alınarak özel bir sinirle beyne iletiliyor. Bu uyarılar kişinin ruh halini ve davranış şekillerini etkiliyebiliyor. Bu sürecin ayrıntıları henüz kesin olarak saptanabilmiş değil. Ama örneğin yumurtlama dönemindeki kadınların erkeklere daha çekici geldiği yaygın bir gözlem. Sevgililerin sarılmalarına da Türkçede ‘koklaşmak’ diyoruz. Ayrıca ten uyuşmazlığı bahane edilerek yapılan ayrılıklar sık olabiliyor. Nasıl açıklanırsa açıklansın koku uyumunun çiftleri birbirine yaklaştırdığı, uyum ve mutluluk halini arttırdığı bir gerçek. Bu yüzden her iki tarafın da güzel ve etkileyici bulacağı bir koku bulmak koku endüstrisinin bitmez tükenmez arayışını oluşturuyor.

Kokunun insan davranışları üzerindeki etkisi nedir?

– Güzel bir koku kişiyi canlandırıyor. Coşku, mutluluk, özgüven gibi iyi hissetme duyguları verebiliyor. Bazı kokuların yatıştırıcı, dinlendirici etkileri var. Kokusunu beğenmediğimiz bir yere bir daha gitmek istemiyoruz. Kokusu yüzünden yaklaşmak istemediğimiz hatta sırf bu yüzden görüşmekten kaçındığımız kişiler olabiliyor.

Kokunun hafızası var mı?

– Beyin insan yaşamını sürdürebilmek adına önemli kabul ettiği kokuları unutmaz. Koku hafızamız görsel hafızamızdan daha güçlü. Özellikle çocukluk dönemi ve ilk aşkların yaşandığı gençlik dönemlerinde alınan kokular unutulmuyor. Yüzlerini hatırlamakta güçlük çektiğimiz ölmüş sevdiklerimizi yıllar sonra kokuları ile hatırlıyoruz. Anne-babamıza yatalak oldukları zaman iğrenme duygusundan uzak bakabilmemizin nedeni de doğduğumuz günden itibaren onların kokusuna alışık olmamız. Koku duyusunun bir önemli işlevi de anıları canlandırması. Koku duyusunun azalması bazı hastalarda hafıza zayıflaması şikáyetine yol açıyor.

Koku duyusunu geliştirebilir miyiz?

-İnsan 10 bin ayrı kokuyu ayırt edebilir. Ancak günlük hayatta, koku uzmanları, degüstatörler bile 300 kadar kokuyu ayırt edebiliyor. Her insanın koku alma yeteneği farklı. Fakat bunun geliştirilmesi mümkün. Koku eğitimi bebeklikten başlar. Annesinin ve babasının kokusu bir bebek için mutluluğa giden yol. Koku molekülleri ağırdır ve bu yüzden yere yakındır. Çimenlerin üzerinde, bitkilerin arasında ve toprağa yakın çok ilginç kokular vardır. Kokunun ince nüanslarla ayırt edilmesi çok seçici ve yüksek bir işlevin sonucudur. Ama toplumsal anlamda hep bunun tersi işlenmiştir insanlara. Örneğin çevresindekileri özellikle yemekleri koklayıp duran bir çocuğa aileler yeni bir koku keşfediyor olmasını kutlayacakları yerde bunun kibar bir hareket olmadığını söyleyerek tekrarlamamasını isterler. Böylelikle evrimsel olarak zaten körelmiş bir duyu toplumsal olarak da bastırılıyor.

Koku duyusu kaybolur mu? Nasıl anlaşılır?

– Koku kaybı aslında sık görülen bir durum. Koku kaybı olduğunda tat duyusu da bozulur. Bu hastaların en önemli yakınmaları yemek yemekten zevk alamamak ve ne yediklerini bilmemek.

Koku kaybının insan yaşamına ne gibi etkisi vardır?

– Koku kaybı yaşayan hastaların çoğunluğu sosyal ve mesleki çalışmalarını sürdürse bile hayat kaliteleri bozulur. Kişinin kendi ter kokusunu bile alamaması onu modern toplumsal yaşamda güç durumlarda kalma endişesine sürükler.

Koku duyusu ile ilgili sorunlar ne sıklıkla görülür?

-Sık görülür. Ancak çoğu hasta tam bir koku kaybı ile karşılaştığında bu duyusunun değerini anlıyor ve doktora başvuruyor. ABD’de yapılan bir araştırmada nüfusun yüzde 1’inde koku kaybı saptanmış. Yakında yapılmış bir başka çalışmaya göre 50 yaşın üzerindeki kişilerin yüzde 24’ünde koku duyusu bozukluğu var.

Koku duyusunu etkileyen etkenler nelerdir?

– Yaş ve cinsiyet. Yapılmış çalışmalara göre 60 yaş üzerinde koku duyusu azalmaya başlıyor. Travestiler de koku duyusu erkeklere göre daha keskin. Sigara da koku duyusunu azaltıyor. Burun tıkanıklığı da bozuyor.

Koku kaybı geri döner mi?

– Koku duyusunun geri dönmesi yıllar sonra bile olasıdır ancak tam koku kayıpları genellikle geri dönmez.

İstanbul travestileri daha iyi koku alıyor

Kraliçe arıdan, yengeçlere kadar pek çok canlı feromon salgılayarak hayat alanlarını işaretliyor.

Feromonların insan davranışları üzerindeki etkileri incelendiğinde ilginç sonuçlar çıktı. Örneğin bir çalışmada yatılı kız okullarında kalanların adet zamanlarının aynı günlerde olduğu saptandı.

Uykuda çalışan tek duyumuz kokuyla ilgili olanı. Bu uykuda gelebilecek tehlikelerin hissedilmesi için gerekiyor.

Sabahları koku duyumuz daha zayıf, günün ilerleyen saatlerinde artıyor.

Travestilerin koku duyusu erkeklerden daha keskin.

Burun geleceğin doku bankası

Araştırmacılar hiç beklemedikleri bir yerde, erişkindeki koku bölgesinde bol miktarda kök hücre bulunduğunu saptadılar. Deney hayvanlarında burundan aldıkları kök hücrelerle böbrek, karaciğer, kalp ve sinir dokusu geliştirmeyi başardılar. Bu çalışmalar şimdilik deneysel olarak yürütülse de gelecekte çok işe yarayacak gibi gözüküyor. Özetle burnumuza iyi bakın. Gelecekte doku bankası olarak işe yarayabilir.

Nefes Alması Yeter!

Her travesti gönlüne göre bir hayat arkadaşı bulmak ister. Ancak, yıllar geçtikçe erkekte aranan özellikler azalır. 70’inde nefes alan bir eş yeter!

20’lik kriterler

* Yakışıklı.
* Sempatik.
* Maddi durumu yerinde.
* Beni ilgiyle dinleyecek.
* Espri anlayışı gelişmiş.
* Gücü kuvveti yerinde.
* İyi giyinmekten hoşlanan.
* Her konuda zevk sahibi.
* Sürpriz yapmayı seven.
* Romantik ve hayal gücü zengin.

30’unda ne ister?

* İyi görünümlü ve tercihen kafasında saçı olan.
* Arabadan inerken kapıyı açan, yemeğe gittiğimizde sandalyemi tutan.
* Pahalı bir restorana götürecek kadar parası olan.
* Konuşmaktan çok dinleyen.
* Fıkra anlattığımda katıla katıla gülen.
* Alışverişte paketlerimin hepsini zahmetsizce taşıyacak kadar gücü kuvveti yerinde.
* En az 1 kravata sahip.
* Yaptığım yemekleri beğenen.
* Doğum günü ve yıldönümlerini unutmayan.
* Haftada en az bir kez romantik olabilen.

40’tan sonrası…

* Çok da çirkin değil… (Tamam kel olabilir!)
* Ben binmeden arabayı hareket ettirmeyen.
* Fırsat oldukça akşam yemeğine götüren.
* Beni dinlerken başını sallayan
* Anlattığım fıkraların can alıcı yerlerini hatırlayan.
* Evdeki eşyaların yerini değiştirmeme yardım edecek kadar gücü kuvveti yerinde.
* Göbeğini kamufle edecek şekilde kıyafet şeçen.
* Klozetin kapağını indirmeyi unutmayan.
* Çoğu hafta sonu traş olan.

50’liklerin hayali

* Burun ve kulağının içindeki kıllar fazla uzun olmayan.
* Topluluk içinde gaz çıkarmayan.
* Para isteme alışkanlığı edinmemiş.
* Ben birşey anlatırken uyuyakalmayan.
* Haftasonları poposunu koltuktan kaldıracak kadar gücü kuvveti yerinde.
* Ayağındaki 2 çorap aynı renk olan ve temiz giyinen.
* TV karşısında akşam yemeğinden hoşlanan.
* Adımı unutmayan.

60 yaş ve gerçekler

* Haftada bir olmasa da aklına estikçe sakal traşı olan.
* Küçük çocukları ürkütmeyen
* Banyonun nerede olduğunu hatırlayan.
* Bakımı fazla masraflı olmayan
* Mümkün olduğu kadar gürültüsüz horlayan.
* Neye güldügünü birden unutmayan.
* Yardım almadan ayağa kalkabilecek kadar gücü kuvveti yerinde olan.
* Lapa yiyeceklerden hoşlanan.
* Takma dişlerini nereye koyduğunu unutmayan.

Travestilerle Mutluluğu Yakalamak

Cinsel çekim iki insanın bir araya gelmesinde ve ilişkinin uzun dönem sürmesinde büyük rol oynuyor. Bu çekimi bir ömür boyu sürmesi beklenen evlilik süresince korumak ise çiftlere düşüyor.

Mutlu bir cinsel ilişki için nelere dikkat edilmeli?

Cinsel ilişki, devam eden sağlıklı bir evliliğin en önemli bölümünü oluşturur. Karşılıklı olarak tatmin edici bir cinsel ilişki kendiliğinden otomatik bir şekilde olmaz. Çiftlerin emek harcaması gerekir. Kişiliğin diğer özellikleri gibi her bir eşin cinselliği de kişiye özgüdür. Her bir eş cinselliğe yaklaşırken diğer eşe saygılı ve anlayışlı olmalıdır. Evlilikte cinsellik konusunda dikkat edilmesi gereken önemli noktaları şöyle sıralayabiliriz.

Parasal konulara dikkat!

Cinsellik ve evliliğin diğer bölümleri birbiri ile ilişkilidir ve birbirini etkileyebilir. Örneğin parasal konulardaki sıkıntılar veya çatışmalar cinsel arzuların azalmasına sebep olabilir.

Kişisel inançlara saygı gösterin

Cinsellikle ilgili olarak her bir eşin kendisine göre neyin “doğru” neyin “yanlış” olduğu konusunda farklı görüşleri vardır. Gerçek yaşamda, iki eşin arasında yaşadığı cinsel ilişkide “doğrular” ve “yanlışlar” yoktur. Ancak her bir eşin kabul edilebilir veya kabul edilemez davranışlar konusunda inançları vardır. Kişisel inançlara anlayışla yaklaşılması ve saygı gösterilmesi gerekir, ancak bu çerçevede ortak bir yol bulunabilir.

travesti

Yeniliklere açık olun!

Her iki eşin karşılıklı anlaşması üzerine, cinselliği rutin ve sıkıcı olmaktan kurtarmak için çaba sarf etmek gerekir. Bu anlamda cinselliğinize yenilikler katmak iyi bir fikir olabilir.

Filmlerdeki cinselliğin etkisi altında kalmayın

Mümkünse filmlerde veya pembe dizilerde sunulan cinsellikten çok fazla etkilenmemeye çalışın. Sadece siz ve eşiniz cinsel ilişkiniz için en tatmin edici ve kabul edilebilir olanı bilebilirsiniz ve seçersiniz. Kendi cinselliğinizi, cinsellikle ilgili başkalarının “normal” saydığı filmlerde size sunulan ‘sorunsuz’ ya da ‘ideal’ kalıplara uydurmaya çalışmayın.

Eşinizi tanımaya çalışın

Çeşitli seks teknikleri öğrenmektense eşinizin cinselliği hakkında daha fazla şey öğrenmeye çalışın. Travestilik ve erkeklilik bir bilinmezliktir; bu bilinmezlikle ilgili bir şeyler öğrenmeye açık olun ve birbirinize bu konuda yardımcı olun.

Cinselliği bir silah olarak kullanmayın

Bazı çiftler, evlilikteki diğer sorunları çözmek için seksi bir silah gibi kullanırlar ki bu yöntem sorunların daha karmaşık bir hal almasına, büyümesine ve cinsel problemlerin oluşmasına sebep olur.

Cinsel hayatınızı eşinizle konuşun…

Evlilikteki diğer sorunlarda olduğu gibi tatmin edici sağlıklı bir cinsel ilişki de karşılıklı komünikasyona bağlıdır. İlişkinizde karşılaştığınız sorunları bekletmeden ertelemeden çözmeye çalışın ki dönüşümlü olarak cinsel ilişkinizi de etkilemesin. İçinizde sizi kurcalayan sorunlar olduğu sürece romantik olmak ve eşinizin cinsel arzularına karşılık vermek çok zordur. Seks hayatınızı eşinizle konuşmaktan korkmayın. Sevdiklerinizi, sevmedikleriniz, isteklerinizi, duygularınız, fantezileriniz eşinizle paylaşın. Paylaşın ve birlikte öğrenin.

Uzun ve sağlıklı bir evlilikte cinsel yaşamın rolü nedir?

Sağlıklı bir evlilik için beklentilerinizin gerçekçi olması gerekir. Genellikle, hepsi olmasa bile, evliliklerden mitsel düzeyde beklentiler vardır. Eğer evlilik içindeki gerçeklikler bu mitlerle uyuşmaz ise eşlerden biri veya her ikisi birden çok büyük hata yaptıklarını düşünebilirler.

İyi bir evlilik romantik mi olmalıdır?

Bütün ilişkilerin inişleri ve çıkışları vardır. Bazen evlilikteki zorluklar romantik duyguların üzerini örtebilir. Bütün çiftlerin aşkı hissettikleri ve yine bütün çiftlerin aşkı hissetmedikleri zaman vardır. Ama bu sadece duygularda aşkı hissetmemek aşkın orada olmadığı anlamına gelmez. Evlenilen kişinin bir başkasını mutlu etmek için ne gücü ne de yeterli yeteneği vardır. Mutluluk kişinin kendi içinden gelir. Evlilik ilişkisinin, kişinin mutluluğu ve kendisini iyi hissetmesi için yardımcı ya da destekleyici rolü vardır ancak mutluluğun esas kaynağı değildir.

Sadece sevgi bütün sorunların üstesinden gelebilir mi?

Evliliğin daima ilgiye ihtiyacı vardır. Evlilik ince örülen bir oya işi gibidir. Bir gecelik bir iş değildir. İnce detayları vardır ve hassas olmak gerekir. Eşler tutarlı ve sürekli bir şekilde birbirlerinin ihtiyaçlarına ve beklentilerine hassas bir şekilde yaklaşırlarsa ve ilişki içerisindeki değişikliklere adapte olabilirlerse işte o zaman aşk ve sevgi süreklilik kazanır ve sorunlar daha kolay aşılır. Daha sağlıklı bir cinsel birliktelikte o zaman ortaya çıkar.

Bir eş ne kadar zeki olursa olsun veya ne kadar güçlü kişisel özellikleri olursa olsun eşinin beyninden geçenleri okuyabilmek gibi bir yeteneği olamaz. Duygusal, fiziksel, sosyal ve finanssal ihtiyaç ve beklentiler açık bir şekilde sözel olarak iletilmelidir. Eşin gerçekçi bir şekilde o ihtiyacı veya beklentiyi karşılayabilme gücü varsa bunu gerçekleştirebilmek için önce böyle bir ihtiyacın ve beklentinin varlığından haberdar olması gerekir.

Evlilikteki çatışmalar sevginin az olduğunu mu gösterir?

Evlilikte çatışmalar ve kargaşalar kaçınılmazdır ancak bu çatışmalar evliliğe zarar vermek zorunda değildir. Eşlerin geçmişlerine, büyüdükleri ortamlara ve yaşadıkları olaylara bağlı olarak farklı görüş açıları ve farklı duyguları vardır. Bu farklılıklar bir eşin doğru diğerinin yanlış olduğu anlamına gelmez; sadece eşlerin birbirlerinden farklı düşünce ve duygulara sahip oldukları anlamına gelir. Çatışmalar, eğer uygun bir şekilde çözülürse, ilişki için sağlıklı bile olabilir. Çünkü eşler birbirlerinden yeni fikirler ve yeni bakış açıları öğrenmiş olacaklar. Önemli olan iki farklı insanın uyum içinde birlikte yaşayabilmesidir.

Bu bilgiler ışığında eğer eşler kendilerini iyi bir ilişkinin dinamikleri hakkında eğitmek için yeterince efor ve zaman harcarlarsa ve ilişkilerinde etkili ve doğru iletişim tekniklerini kullanırlarsa yıllarca sürecek sağlıklı ve doyurucu bir ilişki yaşama olasılıklarını ve şanslarını yükseltmiş olacaklardır.

Yatağınızı Ateşleyecek Tüyolar

Travestiler ile olan birlikteliğiniz monotonlaşmaya mı başladı? Yatağınızı ısıtacak tüyoları sizin için derledik!

Onunla neden sevişmek istiyorsunuz?

Sevgilinizle ya da eşinizle sevişmek için birçok nedeniniz olmalı. Bu nedenleri bir kağıda not ederseniz ona karşı hissettiğiniz çekimi somut bir şekilde görmüş olursunuz.

Ona yüksek sesle edepsiz hikayeler okuyun

Bu yöntem akşam yemeği yemeden sizi yatak odasına götürüp harika vakit geçirmenizi sağlayabilir. Hikayeyi okurken bir taraftan da orada anlatılan şeyleri yapmaya başlayabilirsiniz. Bu ilişkinize tatlı bir canlılık katacağı gibi yatak odanızı da ısıtacak bir yol.

Onu her günkünden farklı bir şekilde öpün

Diyelim ki her sabah işe giderken ona kapıda ‘hoşçakal’ öpücüğü veriyorsunuz. Bugünkü öpücüğünüzü biraz uzun tutabilir ve böylelikle de onun tüm gün sizi arzulamasını sağlayabilirsiniz.

Sevişmenize bir yenilik katın

Travesti partneriniz üstteyken onun penisinin klitorisinize değmesini sağlayın. Bu pozisyon, sevişirken aldığınız zevki ikiye katlayacak bundan emin olun.

Günlük hayatınızda seksi daha fazla düşünmeye çalışın

Çok yoğun geçen bir iş gününün ardından eve doğru yürüyorsunuz. Karşıdan çok yakışıklı bir adam geliyor. Sadece bir saniye için kafanızdaki tüm düşüncelerden sıyrılıp seksi düşünün. Ya da beraber olduğunuz adama alıcı gözüyle bakarak onun nesini seksi bulduğunuzu düşünün. Boynunun kıvrımı mı, gülüşü mü yoksa elleri mi size seksi geliyor? Tüm bunlara konsantre olarak cinsel enerjinizi canlandırmış olacaksınız.

Vücudunuzla barışın

Kendinizi ne kadar çok çıplak görürseniz vücudunuzla o kadar barışık yaşarsınız. Evde yalnızken örneğin bulaşık makinesini yerleştirmeden önce tamamen soyunun ve işinizi bu şekilde yapın. Bu size komik gelebilir fakat çıplaklığa ne kadar alışırsanız fiziğinize olan güveniniz o kadar artar.

Nefese dikkat

Birkaç kez üst üste orgazm yaşamak için nefesinizi kontrol altında tutmanız gerekiyor. İlk orgazmınızdan sonra tekrar zirveye ulaşmak için ilki sırasında düzenli nefes alıp vererek vücudunuzdaki uyarımı devam ettirebilirsiniz.

Yeni iç çamaşırları alın

Haftanın her günü için kendinize yeni bir iç çamaşırı alın. Bu yenilik cinsel hayatınıza heyecan dolu bir tazelik getirecek.

Latin müziğinde dans eder gibi sevişin

Onunla sevişirken sadece ileri ve geri hareket düzeni içinde sınırlı kalmayın. Kendinizi Latin müziği eşliğinde dans ederken hayal ederseniz hareketleriniz çeşitlilik kazanacaktır.

Partneriniz nereye dokunması gerektiğini biliyor mu?

Klitorisin üst sol bölümü en çok zevk aldığınız kısım. Bu bilgi çerçevesinde bir dahaki sevişmenizde erkek arkadaşınızı bu alana yönlendirmeye ne dersiniz?

Gün ışığında sevişin

Hormonların en yüksek seviyede olduğu gündüz saatleri onunla sevişmek için en ideal zaman dilimi. Üzerinizde en hafif kıyafetleriniz varken güne en iyi nasıl başlarsınız diye düşünmenize hiç herek yok. Hiç düşünmeden yanınızdaki adama dokunmaya başlayın.

Erotik filmler kiralayın

Şimdiye kadar yapılan birçok araştırma travestilerin erotik filmlerden zevk aldıklarını ortaya çıkardı. Bu bağlamda bir Cuma gecesi birlikte erotik film izleme fikri heyecanlı bir gece geçirmek adına çok çekici olabilir öyle değil mi?

Travestilerle Seksi Düşler…

Seks düşleriniz sadece hayalinizdeki yatak senaryolarıyla ilgili değil, aynı zamanda kimliğinizle ilgili ipucu veren birer şifre…

Seks sırasında gözleriniz kapalıyken hangi görüntü sizi heyecanlandırıyor?

– Sekse zorlandığınız (a)

– Bir ünlüyle seviştiğiniz (b)

– İki ya da daha fazla erkekle seviştiğiniz (b)

– Yatağa bağlandığınız ya da gözlerinizin bağlandığı (a)

– Hiç tanımadığınız biriyle seviştiğiniz (c)

– Bir travesti ile seviştiğiniz (c)

Anlamı:

a’ları seçtiyseniz

Fantezilerinizi süsleyen zorlandığınız ya da aciz bırakıldığınızı seks saatleriyse bu, günlük hayatınızda üzerinizde başa çıkabildiğinizden daha fazla sorumluluk olduğunun, yatakta travesti partnerinizin kontrolü altında olmak istediğinizin işaretidir. Seks aslında içten içe size bir günahı çağrıştırıyor ve seksten aldığınız haz, sizi suçlu hissettiriyor. Güç altında seks yapma fantezisi, size kötü kız duygusunun verdiği zevki daha yoğun yaşatıyor.

b’leri seçtiyseniz

Çok sayıda erkekle ya da bir ünlüyle seks fantezileri, kendinize duyduğunuz güvenin işaretidir. Kendinizi seksi buluyorsunuz ve yatakta reddedilme ihtimaliniz olmadığına inanıyorsunuz. Günlük hayatınızda birilerinin kontrolü ya da diktesi altında bulunmak size göre değil.

c’leri seçtiyseniz

Kural yıkıcılığı seviyorsunuz. Günlük hayatınızı monoton buluyor ya da kendinizi rutin hayatınızın dışına çıkarmak istiyorsunuz. Hatta bu rutinlik sizin kendinize kızmanıza neden oluyor ve kendinizi uç fantezilerinizin içinde çok daha iyi, hatta olmak istediğiniz kişi gibi hissediyorsunuz.

Seks Fobisi Nedir?

Siz hala sadece karanlıktan, yükseklikten ya da böceklerden korkulduğunu sananlardan mısınız? Müjde! Artık aşık olmaktan ve seks yapmaktan da korkuyoruz!

Bir zamanlar sadece karanlık ve örümcek fobilerine sahip olan bizler artık çok daha fazla şeyden korkar olduk. Hızlanan yaşam insanlara gelişmenin yanında, yeni fobiler de armağan ediyor. Mesela; aşık olma, aynalara bakma, seks yapma ve hafızamızı yitirme korkusu gibi.

Erkek arkadaşınız, ilişkinizi bitirmeye karar verdiğini söyler söylemez ardına bile bakmadan yanınızdan hızla uzaklaşıverdi. Oysa daha dün gece size aşık olduğunu itiraf etmemiş miydi?

Bu davranışına hiçbir anlam veremiyor ve ‘Benimle dalga mı geçiyorsun?’ diyerek ona aklınıza gelen her türlü söylemleri savuruveriyorsunuz. Haksız da değilsiniz hani ama erkek arkadaşınızın aslında art niyetli olmadığını söylesek. Onun ‘filofobi’ yani aşık olma fobisine yakalandığı için istem dışı böyle davrandığını belirtsek, biraz olsun anlayış gösterir miydiniz? evet, hızla gelişen yeni dünya düzeni ile korkularımız da değişime uğradı. Artık hayvan veya karanlıkta kalma fobilerinin yerini ; “aşık olma”,”hafızayı kaybetme” ve uçak fobileri almaya başladı. Psikolog Sencan Çıldır, modern çağın sıkça görülen ilginç fobilerini, anlattı. Size düşen yalnızca fobinizi itiraf etmek ve onunla yüzleşmek.

travesti

1. Şimdi hatırlıyorum ama ya sonra…

Belleğimiz, kariyer basamaklarını tırmanabilmeniz için elimizdeki en önemli malzememiz. Hal böyle olunca da hafızamızın önemi artıyor. Bugün toplantı yapacağınız meslektaşınızın telefonu az önceye kadar aklınızdaydı ama şimdi bir türlü hatırlayamıyorsunuz. Peki ya şu önemli yazışmaların olduğu klasöre ne ad vermiştiniz. Aklınıza yazdıklarınız oradan uçup gitseydi ne yapardınız, hiç düşündünüz mü? Yoksa siz bunu aklınızdan hiç çıkarmadığınız için gününüzü kendinize zehir mi ediyorsunuz? Eğer yanıtınız ‘evet’ ise dikkatli olun sizde “amnezifobi”, yani hafızayı kaybetme korkusu olabilir.

2. Eyvah! Aşık oluyorum!

Akşam yemeği için hazırladığınız birbirinden nefis yemeklerle beklemeye başlamanın üzerinden 2 saat geçmesine rağmen o gelmiyor . “Üzülme dışarıda seni sevecek bir çok insan var” diyorsunuz kendinize ama bu ilk beklemeniz değil ve içinizdeki saf aşık bunun son olmayacağını da söylüyor. Kalbiniz sıkışıyor, tepeden tırnağa terliyorsunuz. Artık aşık olma fikrinden bile korkuyor, bundan sonra duygusal ilişkiye girmeyeceğinize kendi kendinize söz veriyorsunuz. Ve kısa süreli ilişkilere yelken açmaya başlıyorsunuz. Aman tanrım siz bir “filofobik” oluyorsunuz. Yani halk deyimiyle “aşık olma fobisine” yakalanıyorsunuz.

3. Sunum yapmak mı? Şey, başkası yapsa olmaz mı?

Patronunuz artık müdür olmaya hak kazandığınızı ve yeni bir sosyal sorumluluk projesinin başına sizi atadığını söylüyor. Bu konuşmanın ardından mutluluktan yere göğe sığmazken duyduğunuz son cümle ise tüm sevincinizi yok etmeye yetiyor. “Yeni projemizi tanıtmak için sık sık sunum yapmalısın”. Toplum önünde konuşmanın düşüncesi bile kalp atışlarınızın hızla artmasına, yüzünüzün kızarmasına ve tepeden tırnağa terlemenize yetiyor. “Ya konuşmamı beğenmez ve benimle dalga geçerlerse” kaygısıyla , terfinize sevinemeden masanızın başına dönüyorsunuz. Evet, çoğumuz topluluk önünde veya otorite konumundaki kişilerle konuşmaktan , tanıdık olmayan ortamlara girmekten aşırı kaygı duyabiliyor. Konuşurken hiç hata yapmaması gerektiğine, eğer hata yaparsa rezil olacağını düşünüyor. Bu inançları da onu olumsuz beklentilere sürüklüyor. “Yine saçma sapan bir şeyler söyliyeceğim. Heyecandan konuşurken sesim kısılacak” ve kehanet gerçekleşiyor. Çünkü beyin olumsu da olsa kendisine verilen direktifi uygulamak için harekete geçiyor.

4. Ayna ayna, sakın söyleme bana!

Cildinizde kahverengi lekeler mi oluşuyor. Göz çevresindeki kırışıklıklar bir hayli artmış. Yanaklarınız da sarkmış gibi. Nefes alışverişiniz de birden hızlanıveriyor. Bu aynadaki yaşlı görüntüye bakmaya tahammül edemiyor, hemen bir estetik operasyonu geçirmeye karar veriyorsunuz. Aynaları artık kendinize düşman olarak görüyorsanız sizi uyaralım: “eisoptrofobi” yani ayna fobisine yakalanmış olabilirsiniz. Aslında acı bir gerçek var ortada siz aynada kendi görüntünüzü değil, hayatınızla ilgili korkuları görüyorsunuz.

5. Ayaklarım karaya değmeden asla!

Kemerinizi bağlayıp gökyüzüne doğru çıkmak ve bulutların üzerinde süzülürken aşağıdaki minicik şehirleri seyretmek çoğumuz için son derece zevkli olabilir ama sizin için değil. Siz, uçağa biner binmez, nefessiz kalıyor, boğulacakmış duygusuna kapılıyor ve hızlanan kalp atışlarınızla adeta cehennem azabı yaşıyorsunuz. Sırf bu yüzden, çoğu kez rahat bir uçak yolculuğu yerine, saatlerce süren kara yolculuğuna katlanıyorsunuz. Çünkü siz uzun süredir “aerofobiden” yani uçak fobisinden yakınıyorsunuz.

6. Akacak kan damarda durur!

“Sık sık idrara çıkma ve aşırı uyku” şikayetleriyle başvurduğunuz doktorunuz sizde tip 2 diyabet olabileceğinden şüphe ederek kan testi yaptırmanızı istiyor. “Tabi ki” diyorsunuz ama aklınıza enjektör ve kan görüntüleri gelir gelmez aniden kalbiniz adeta yerinden fırlayacakmış gibi çarpmaya, nefes alıp vermeye başlıyor. Mideniz bulanıyor, başınız dönüyor, derken gözleriniz kararıveriyor ve gözlerinizi açtığınızda ne olduğunu anlamaya çalışırken, doktorunuzun sevecen bir tavırla söylediği cümle sizi şaşırtmaya yetiyor da artıyor bile: “Aniden bayıldınız.Acaba sizde kan veya enjeksiyon fobisi olabilir mi?” bu fobinin etkisi altında olan kişiler kan veya enjeksiyon görmek şöyle dursun, bunların adı bile geçtiğinde yoğun anksiyete duyuyor. Hatta bayılabiliyor. Bu yüzden sağlık hizmeti almaktan kaçınabiliyor

7. Her şeyi yaparım, yeter ki seks yapmayalım!

‘Sadece kötü kızlar erkeklerle seks yapar’, ‘Mastürbasyon yapmak utanç verici olduğu gibi, cinsel gücü de azaltır.” Hemen hepimiz, ailemizden veya çevremizden cinsel yaşamla ilgili bu tarz uyarılar ve baskılarla büyüdük. İnsanın en doğal ihtiyacı olan cinselliği sakınılması gereken, çok kötü sonuçları olan, hatta fiziksel acı veren bir suç gibi gördük. Çok eşli bir cinsel yaşamın hızla yayıldığı günümüzde, aldatıldığımızı öğrenerek ve ya güzel bir gece yaşadığımız travesti partnerimizin sırra kadem basmasıyla sarsıldık.. Yüreğimizde oluşan derin darbelerin bize çıkardığı fatura ise “erotofobi”, yani seks ve erotizme karşı duyulan aşırı korku ve tiksinti.

Beden Ölçüleri Seks Hayatını Etkiler Mi?

 

Aşık olduğunuz adamla birliktesiniz ama sizin tek düşündüğünüz göbeğinizdeki yağlar ya da çok küçük olan göğüsleriniz. Bu durumda siz de beden ölçüsünü dert ederek cinsel hayatını öldüren travestilerden olabilirsiniz.

Birlikle harika bir gece geçirdiniz. Birkaç, kadeh şarap içildi, size minik öpücükler verdi, bakışlarınız birbirinize kilitlendi. Bu aslında, çok sıcak ve heyecan verici bir an olmalı ama sizin tek görebildiğiniz karnınızdaki yağlar, tek hissedebildiğiniz de size kocaman gelen kalçalarınız. Spor salonunda bu kadar vakit geçirerek ne yaptığınızı merak etliğini bile düşünüyorsunuz! Oysa ki erkek arkadaşınızın o an tek hissettiği, destekli bir sutyen giymiş olmanızdan ötürü duyduğu aldatılmışlık hissi.

Aslında istanbul travestileri havadan çıkaran en büyük faktör, kendi vücutları hakkındaki olumsuz düşünceleri; gerçekle zayıf, yuvarlak hatlı veya kaslı olmaları da pek fark etmiyor. Önemli olan kafalarının içinde olup bitenler. Psikologlar, vücut tipi nasıl olursa olsun, bir travestinin, herhangi bir nedenle kendi vücudundan memnun olmamasının seks hayatını etkileyeceğini belirtiyor. Bu durum travesti partnerin tahrik olmasını ve yaşadığı andan mutluluk duymasını engelliyor.

Vücutla ilgili yaşanan güvensizlik, sadece şişman travestilerin sorunu değil. Sürekli fazla zayıf oldukları için eleştirilen travestiler de kendilerini “normal” hissetmekte zorlanıyorlar ve erkeklerin kendilerini beğenmeyeceğini düşünüyorlar. Bu travestiler, örneğin küçük göğüsleri yüzünden de, seksüel anlamda kendilerine güvenmiyorlar. “50 kiloyum ve hiç göğsüm yok. Hayatımı dolgulu sutyenlerle geçirdim. Eski erkek arkadaşımla ilk yatak tecrübemizde de bunlardan giymiştim ve seks sırasında sürekli yukarı kayıyordu. Kendimi o kadar gülünç hissettim ki! Ona fark ettirmeden sutyenimi aşağı çekmeye çalışıyordum. Erkek arkadaşını sutyeni çıkarmak istediğinde, onun dikkatini dağıtmak için mecburen seksi hızlandırdım” diye anlatıyor 28 yaşındaki Merve.

29 yaşındaki Selin ise. “Başka şehirde üniversiteyi kazanıp erkek arkadaşımla beraber yaşamaya başlayınca kilo aldım” diye anlatıyor ve devam ediyor: “Daha fazla yemek pişiriyor ve çok daha az spor yapıyordum. Birlikte sık sık dışarıda yemek yiyorduk. Kendimi şişman hissetmeye başladım ve seks güdüm tamamen kayboldu. Bir zamanlar haftada üç-dört kez seks yaparken artık iki haftada bir yapar hale gelmiştik. Sevgilim beni havaya sokmak için çok çaba gösterse de ben görünüşümden dolayı hiç keyif almıyordum.”

Aslında çoğunuza tanıdık gelen bir hikaye. Bir travesti vücuduna güvenmiyorsa çıplakken kendini rahatsız hissedecektir. Zevk almak içinse mutlaka rahat olmanız gerekir.

Aslında sizin kendinizde hissettiğiniz seksüel çekicilikten yoksun olma hali, karşı taralın çoğu zaman dikkatini bile çekmez. Uzmanlar, vücutla ilgili algılarımızın tamamen kişisel olduğunu söylüyor. Her şeyden önce, sevgilinizin, sizin vücudunuz hakkında sizin kadar eleştirel olmadığını bilmelisiniz. Kendinizle uğraşmak yerine travesti partnerinize ve yaşadığınız ana konsantre olmaya çalısın. Bu sizi rahatlatacak ve çok daha fazla keyif almanızı sağlayacaktır.

Yatakta daha iyi hissetmenin yolları
• Vücudunuzu sevin. Düzenli beslenmek ve egzersiz, daha olumlu düşünmenizi sağlayacaktır.
• Sevgiliniz vücudunuzla ilgili iltifat ettiğinde bunu aklınızın bir köşesinde tutun ve kendinizi kötü hissettiğiniz günlerde hatırlayın.
• Vücudunuza, en yakın arkadaşınız gibi davranın. Onun kusurlarını değil, sevdiğiniz yanlarını düşünün.
• Yatakta rahatsızlık veren şişkinlik hissini yaşamamak için yemekten hemen sonra seks yapmayın.
• Ritmik hareketlerin keyfini çıkarmak için dansı ya da yoga ile rahatlama tekniklerini deneyin.

Travestiler ile Seksersiz

Seks süresince 75-100 kalori yakılıyor, her bir orgazmla 25 kalori harcanıyor. Seks, egzersiz yerine geçer mi? Prof. Dr. Osman Müftüoğlu yazıyor…

Travestiler kalite, erkekler skor peşinde

Düzenli ve sık seks yapanların daha sağlıklı olduklarını düşündüren bulgular var. Uzmanlara göre seks ile elde edilen mutluluk, sağlığı olumlu yönde etkiliyor. Seks yaparken travestiler kaliteye, erkekler sıklık ve sayıya önem veriyor! Yani cinsel mutluluk erkeklerde seksin sıklığı, travestiler de ise kalitesi ile ilişkilendiriliyor.

Daha fazla ve daha kaliteli seksin bağışıklık sistemini güçlendirdiği, stresi azalttığı, kalp damar yaşlanmasını yavaşlattığı, uykuyu derinleştirdiği, evliliği veya arkadaşlığı daha güçlü hale getirdiği anlaşılıyor. Ayrıca düzenli ve kaliteli seks, sağlığın parçasıdır. Seksin pek çok konuda faydalı olduğu anlaşılıyor ama mevcut veriler kilo kontrolünde abartılı bir etkisi olmadığını düşündürüyor.

‘Seksersiz’ işe yarıyor mu?

Seks ve egzersiz ilişkisini araştırıp bu ilişkiyi ‘seksersiz’ diye tanımlayanlar bile olmuş. Seks yapmanın ne kadar egzersize bedel olduğuna, kaç kalori harcattığına ise henüz tam yanıt veren olmamış. Bu biraz cinsiyete, seksin süresine, hızına, kullanılan pozisyonlara bağlı gibi de görünüyor. Yani herkesin seks süresinde harcadığı kalori farklı oluyor.

Toplam bir ortalama değer verenler de yok değil. Bazıları bir seks süresinde 75–100 kalori harcandığını tahmin etmiş. 1950’lerde yapılan ünlü bir cinsel araştırmada ise (Masters ve Johnson) erkek ve kadınların orgazm sırasında 7 ila 25 kalori harcadıkları belirlenmiş. Bu konuda fazla bir bilgi de mevcut değil.

Cinsel gücü korumak elinizde

Cinsel yaşamınızı her yaşta keyifle sürdürmek kullandığınız ilaçlara dikkat edin: Özellikle yüksek tansiyon, kalp hastalıkları ve depresyon tedavisinde kullanılan ilaçlar iktidarsızlık yapabilmektedir. Yeni başladığınız bir ilaçtan sonra cinsel güçsüzlüğünüz oluştuysa doktorunuzla görüşmelisiniz.

Beslenmenize özen gösterin: Tükettiğiniz besinlerdeki kolesterol ve doymuş yağ miktarını azaltın. Daha az kalori tüketin, sebze ve meyve kullanımınızı arttırın.

Kilo verin: Cinsel güçsüzlük ile ilgili pek çok hastalıkta (özellikle şeker hastalığında, hipertansiyon ve damar sertliğinde) kilo fazlalığı ve şişmanlık en önemli faktördür. Düzenli kilo verme programı damarlardaki kan akımını iyileştirip, cinsel yaşamınıza olumlu katkılar sağlar.

Düzenli egzersiz yapın: Düzenli egzersiz alışkanlığı sizi seksüel güç azalmasının en önemli faktörleri olan yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalıkları ve damar sertliğinden korur, damarları genç tutar. Düzenli seks yapın: Cinsel güç azalmasından korunmanın etkin bir yolu da düzenli seks hayatıdır.

Doktorunuzla konuşun: Cinsel güç kaybı sorununuzu doktorunuza bildirmekten çekinmeyin.

Bu sorun bazen çok basit bir hatadan kaynaklanabilir. Seyrek de olsa önemli bir sağlık sorununun ilk belirtisi olabilir. Nedenin belirlenmesinde ve en uygun çözümün bulunmasında doktorunuzdan yardım istemenizde yarar var.